Şırıl şırıl adını anmak için
Çiçeklerin suyunu değiştirirdim

Tüylenmemiş duygularım
Üşenirken emeklemeye
Çözdürürdün uçmanın şifrelerini 
Kanatlanırdı
Telaşla sökun ederdi sana kuşlarım

Güneşe ne hacet

Doğu tarafımdan 
Her gün yükselirdi senin yüzün

En çokta gamzelerin 
Işıl ışıl taşınırdı karanlığıma

İçimdeki bahçeleri yansıtır
Gökyüzüne kopya yapardı gülüşün

Daha hüplemeden
Gönül vitrinime doluşurdu bahar
Müptelası olmuştum bitki çayı ela gözlerinin

Hayalimdeki  ovayı süslerdi
Balkon çiçeği kaşların

Bir nefes alırdım
Saçlarınla boyanan rüzgardan
İçimde hala kestane rengi bir fırtına 

Kırdan gelen dilinden
Renkli sözler toplardım demet demet

Yüzüme sürerdim
Dere yatağından
Avucuma dökülen utangaçlığını

Evinizin önündeki kırık kaldırımlara
Ezilen taşların romanını yazardım

Tülünüz kımıldasa
Sevinç yüklü kervanlar görünürdü arasından

Bir parça saklamıştım
Hint kumaşı sevginden
Hala çıplaklığımı örten

Nasıl sevdim seni
Bir bilsen nasıl

Gölgedeki mısralar anlatamaz
Öğlenin sıcağını

İşte böyle
Zifiri yokluğunda
Işıl ışıl sevdim seni
Üşüyorum 
Giden ağustosun ısısıyla
Titreyerek yazdım
Bana yadigar yüzünün batışını 

( Titreyerek Yazdım Seni başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 16.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.