Restorasyonla Onarma İmkânı
Bulunmayan İnsan ve Zamlar.
-Alo Rıfat seni severim, tüm
bakliyat ürünlerini benden alırsın, ben seni severim kazanmanı da isterim. Şimdi
beni iyi dinle, elinde olan tüm bakliyat ve makarna pirinç çeşitlerini raflarından
kaldır, bir saat sonra zam gelecek. Hem de yüzde yüz bir zam, biliyorsun kurda
ki oynamalar şimdi de çıkan Rusya Ukrayna savaşı sen anladın. Hani o Kapadokya
tatili için param yok gidemem diyordun ya yarın gidebilirsin artık.
-Remzi kardeşim, sen ne dediğinin
farkında mısın?
-Evet farkındayım.
-Böyle bir söylem ve sevinç nasıl
olurda senin yanında bu çirkinlikle durabilir? Sen hayata bu pencereden mi
bakıyorsun?
-Ne diyorsun anlamıyorum! Ne
penceresi?
-Anlamazsın elbette anlamazsın! Ben
böyle bir şey yapamam. Her olumsuzlukta her günde zam yapılmaz ki? Bu nasıl bir
strateji nasıl bir trajedi ortamında nefes alıyorsunuz şaşıyorum! Sanki egemen
olmayan yapınızla egemen olduğunuzu sanıyorsunuz bunun cezasını bu dünya da
olmazsa ahirette çekeceksiniz. Bundan sonra senden hiçbir şey almıyorum ve
almayacağımda!
-Seni anlamakta güçlük çekiyorum!
-Zam kavramına ne kadar sıcak
bakıyorsun, kardeşine bu kadar sıcak ve yakından ilgi alaka ile davranmadığına
eminim.
-Ben gelecek zammı sana haber
vereyim dedim tonlarca fırça yedim, suç zaten bende…
-Evet, suç sende zaten bu
yaklaşımınla, neşelenerek havaya uçmanla!
-Dıt dıt dıt…
-Alo gördün mü telefonu suratıma
kapattı, salak.
Restorasyon imkânı bulunmayan
insanın uğramış olduğu yıkımın bu şekilde restore edilmesinin mümkünatı var mıdır
acaba?
Mehmet Aluç