Yunusumuz Ve Yunusça Şiirlerim

 Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi “Yunus Emre Özel” Online  Plastik Sanatlar Sergisi – Yurt içi ve Yurt Dışı Kongre / Sanat /  OrganizasyonDokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi “Yunus Emre Özel” Online  Plastik Sanatlar Sergisi – Yurt içi ve Yurt Dışı Kongre / Sanat /  OrganizasyonDokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi “Yunus Emre Özel” Online  Plastik Sanatlar Sergisi – Yurt içi ve Yurt Dışı Kongre / Sanat /  Organizasyon

Yunus Emre Kimdir?

“Türk edebiyatının en güçlü şairlerinden biri olan Yunus Emre’nin doğum ve ölüm
tarihleri ile mezarının yeri konusundaki bilgiler oldukça tartışmalıdır. Bu tartışmalar
o kadar ileri gitmiştir ki kimi şehirler ve kimi yazarların araları açılmıştır. Yunus
Emre gibi yüce bir şahsiyeti sahiplenmek ve onun hemşehrisi olmak elbette güzel bir
şeydir ancak bunu yaparken Yunus’un bizlere vermek istediği sevgiyi ve hoşgörüyü
unutmamak gerekir.

Bizim burada kesin bir tarih ve yer vermek zorunluluğumuz yoksa da genel kabulleri
aktarmak daha doğru olacaktır. Yunus Emre 1241-1321 yılları arasında yaşamıştır.
Mezarının Eskişehir (Mihalıççık-Sarıköy “Yunus emre”), Karaman, Aksaray,
Afyonkarahisar ve Manisa’nın da aralarında bulunduğu sayıları 10’u aşkın yerde
olduğu söylenmektedir. Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu varsayılan bütün
şehirlerde, hemen her yıl Yunus adına etkinlikler yapılmaktadır. Bunun Yunus’un
geniş kitlelerce tanınıp bilinmesine elbette büyük katkısı vardır. Bu nedenle Yunus
Emre’nin mezarının nerede olduğu sorunu artık ikinci plana itilmeli, önemli olanın
onun insanlığa sunmuş olduğu öğretisi olmalıdır.


Yunus Emre’nin yaşadığı dönem, bilindiği gibi Anadolu’nun en karışık dönemidir.
Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması henüz tamamlanmamış, buna karşılık iç
isyanlar ve dış müdahaleler olabildiğince artmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin
yıkılışı, Beyliklerin ortaya çıkışı, Moğol istilası ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşu gibi
tarihin en derin iz bırakan olayları hep bu dönemde olmuştur.

Savaşlar nedeniyle madden ve manen tükenen halk, kendisini bu sıkıntıdan
kurtaracak güçlü bir idareye ve inanca ihtiyaç duymaktadır. İşte 1299’da
Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ve Mevlana, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre
gibi yüce şahsiyetlerin ortaya çıkışıyla halkın biricik umudu yeşermiştir.
Hoca Ahmet Yesevi geleneğinin bir takipçisi olan Yunus Emre, tasavvufî
öğretisini, büyük sıkıntı içinde olan ve sığınılacak bir liman arayan halka edebî
değeri eşsiz olan şiirlerle sunmuş ve halkın kurtuluş çaresi olmuştur. Hoca
Ahmet Yesevi geleneğinin bir takipçisi olan Yunus Emre, tasavvufî öğretisini,
büyük sıkıntı içinde olan ve sığınılacak bir liman arayan halka edebî değeri
eşsiz olan şiirlerle sunmuş ve halkın kurtuluş çaresi olmuştur.


Yunus Emre’nin iyi bir medrese eğitimi gördüğü, burada din bilimlerini
öğrendiği, Arapça ve Farsçayı iyi derecede bildiği konusunda tereddüt yoktur.
Yunus Emre’yi gerçek kimliğine kavuşturan süreç ise, Hacı Bektaş Veli’yi
ziyaretiyle başlayan ve Tapduk Emre’nin dergâhında devam eden arınma
ve olgunlaşma dönemidir. Yunus Emre, bu sürecin sonucunda tasavvufî
öğretisini, hikmetli şiirler söyleyerek ve yaşayarak halka -onların diliyle ve
onlardan biri olarak-sunmuştur. Bu yüzden 700 yılı aşkın bir süredir şiirleri
dilden dile dolaşmaktadır.


Yunus Emre Türk tasavvuf edebiyatının en büyük şairidir. O’nu yer yer
Mevlana ile karşılaştırmak bir gelenek olmuşsa da aralarındaki temel farklılık
kimi zaman gözden kaçırılmıştır. Bilindiği gibi Mevlana, bütün eserlerini
Farsça yazmıştır ve dünya ölçekli bir mutasavvıftır. Yunus Emre ise, tasavvufu
geniş halk kitlelerine duru bir Türkçeyle ve edebî değeri yüksek bir söyleyişle
sunmuş, böylelikle Türk şiir dilinin yüksek düzeyde ilk örneklerini sunma
başarısını göstermiştir.”

Büyük Türk mutasavvıfı, hak aşığı ve Türk dilinin usta yorumcusu Yunus Emre anısına düzenlenen bu hafta her yıl 01-07 Mayıs tarihleri arasında kutlanır.

 

 

Yunusça Şiirlerim

 

Bize lazım olan dost yüzüdür/sözüdür

Dostlar âlemin bahçesinde açan gülüdür

Gelin dost olalım tanışık kalalım erenler

Bu dünyanın sonu elbette ki ölümdür

--Açılsın gönülde dostun gülleri taze güldür

--Var bir gönüle muhabbet eyle az güldür

--Bakarsın bugün hayatın son günüdür

-- Bu dünyanın sonu elbette ki ölümdür

*****

 Yaşar iken bu âlemde üzmemeli canı

Unutmamalı hesap soran yaratanı

Biz âdem kuluna güzellikler yaratıldı

Etten kemikteyiz hepimiz bil insanı

--Bilenlere selam olsun sarsın her yanı

--Neden insan akıtır bunca mazlum kanı

--Mevla ister bir gönülde yer almanı

-- Etten kemikteyiz hepimiz bil insanı

*****

Yunusumuz ne güzel demiş

“Aşk Allah’ın (C.C.) güzel yüzüne

Onun rızasına erişmeye ulaşmaktır”

Haydi, ey âşıklar erenler çıkalım yola

Varalım hak aşkıyla her bir kula

Arayanlar bizi aşk ile yolda bula

--Rızasını alalım vardığımız her kula

--Dağlar ovalar aşk yüzlülerle dola

--İnsan sever hakkın yarattığını coşa coşa


*****

Yunusum ne güzel demiş âşık için

“Dünya ve ahiret hiçtir ona”

Gelin aşk iline varalım biz Yunus’la ona

Cümle aşk kelebekleri gölümüze kona

Uçursun aşkla bizi cümle her bir cana

Dünya ne size ne ona ne kalır bana

-Sözler hak sözüdür gönülde anlayana

-Söz kelam ne eylesin hak söz anlamayana


 *****

Yunusumuz Demiş

“Ey Rabbim Yunus seni seveli

Canı müjdelerle doldu (kendin bileli)”

Cümle müjdeler hak kapısında bilmeli

Ne bekleriz dünya ile nefsi dinlememeli

Yıkalım dünya ile nefsimizi hak görmeli

Hakkın müjdesini son nefesten sonra görmeli

Görenler gönülde aşkla sonsuzluğu gezmeli


Mehmet Aluç


GÖRSEL İNTERNETTEN ALINTIDIR.


( Yunusumuz Ve Yunusça Şiirlerim başlıklı yazı kul mehmet tarafından 16.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.