ZAMANSIZ GÖÇ
hazırlıksız bir zamanda
bir göç gitti arkasına bile bakmadan
yılların hatırını piç ederek
söylenecek hiçbir söz bırakmadı ardında
sancılı bir doğum sonunda
gün ağarmasına ağardı
lakin bir düşüm düştü
hem düşümden,hem gözümden
uçuk mavi hayallerim
delgeç gibi deldi geçti yüreğiminden
siz bakmayın benim yüzümün her zaman gülümsediğine
öyle bir ağlarım ki...
zaman durur
kahrımdan çeşmim kurur
dayanılmaz dertlerim sinemde sinsice uyur
lokmalarım dizilir boğazıma
diyecek sözlerim boğulur
hiçliğin kıyısında
sırra kadem basıyor
kanadı kırık,güz yanığı yaralı bir serçe
duyulmayan vaveylasında
incinmiş bir susuş
her zaman kendine yakışan bir duruş
sırtındaki dolu heybesiyle
kim bilir nereye bu göçebe savruluş?
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 19.09.2021