Hacivat Karagöz-Sağlık Bakanlığını Ziyaret-
Hacivat’la Karagöz,
toplumun sağlığı
için çalışan Sağlık bakanımız Fahrettin
Koca’yı ziyaret etmek için yola çıktılar. Az önce haberlerde, Sağlık Bakanı önemli açıklamalarda bulundu. “Konuşmasında yerli aşı ile ilgili müjdeyi açıklayan Bakan Koca,
"Yerli aşımız TURKOVAC acil
kullanım onayı aşamasına geldi. Aşımız bugün ikinci tesiste daha
seri üretilecek altyapıya ulaştı. Onay alması halinde
Ekim ayında seri üretime geçeceğiz" ifadelerini” Radyo da duyunca sevinç
içinde tebrik etmek için yola çıktılar. Hacivat
-Karagözüm görüyor musun
gece gündüz çalışanlarımız varken, hala bunu görmezden gelen
insanlarımızın olması beni çok üzüyor.
-Demek ki başarı yüksek olunca, alçaktan
uçanlarda o kadar çok oluyor.
-Karagözüm insan bu
kadar mı değer
ve itibar kaybetmek için
uğraşır?
-Uğraşır Hacivat’ım, uğraşır.
-Hayatta kendini üç
kuruşluk
bir menfaat uğruna
satanlar, kendinden umudunu kesenler bir beklentisi olmayanlar, yalnız
beklentiyi kendisi için çıkar aracı olarak sağlayanlar bu kadar alçalabiliyor. Bu
bozulma ile kendisindeki bozukluğu fark edemeyenler, bozuk
halleriyle düzelteceklerini sanacak kadar da aptallar. Ellerinde iki üç güya
bilim adamının söylemiyle onca bilim adamının söylemini yalanlayacak kadarda
cahiller. Bugün yine ne açıklamıştı Bakanımız “Beklediğimiz
sonucu aşılarımızı tamamlayarak
alabiliriz. Aşının zaman kaybetmeden
tam doz yapılması hayat kurtarır. İlk
doz ilk adımdır. İlk
adımdan sonuç almayı ummak yanlış olur. Şu
an Covid-19 sebebiyle yatan hastalarımızdan bir kısmı aşıları tam olmayan kişilerdir.
Aşılarınızı gerektiği
gibi tamamlar tamamlanmaz vücudumuz
hemen o gün
güç kazanmış olmayacak. Hastalığı
hafif geçirmek için hatırlatma dozu için 2 hafta geçmelidir. Hastanede
aktif vakaların yüzde 90'a yakın bölümü aşı
olmamış veya aşısı tamamlanmamış kişilerdir. Aşısı tamamlanmış kişi iki doz inaktif aşı olup ikinci doz aşısından üç ay sonra hatırlatma dozunu yaptıran veya iki doz mRNA
aşısı olan kişidir.
Mevcut bilgiler inaktif aşılardan
üç ay sonra yapılan hatırlatma dozunun çok önemli koruyuculuğu
arttırdığı
görülmektedir. Alıntıdır”
Hacivat’la Karagöz
ortak hüzünlerin birbirine bağladığı
ve yüreklerini dağladığı
iki insandı,
maksat güzel olanın yok edilmemesi ortaya çıkarak güzelliğiyle
ortamı güzelleştirme
çabasıydı... Ortak hüzünler
birlikte ağladığında,
iyileşirdi
biliyorlardı yaralar, birileri gözyaşlarını silmeliydi, akmamalıydı gözyaşları artık. Gel gör ki doğruyu
aramayacak görmeyecek kadar bezgin, yalana inanacak kadar kolaycı insan vardı
ki, bu kadar insan araştırmadan
ortada ki salgını görmeden, nasıl yok sayıla bilinirdi ki bunca
çaba uğraş
emeği?
Onlar ki yüzlerini maskelerle gizlemiş insanlığını yitirmiş
kendilerini yansıtan bir maskeyle dolaşanların, suratlarındaki suratsızlık
maske ile saklamalarına rağmen görüle biliniyordu, kendilerini
kanıtlamaya güçleri yetmediğinden, başka kimliklere saklanmayı tercih ederlerin
ülkemizde çok olmasının, şaşkın
halleriyle yollarına
devam ederken, Hacivat.
-Karagözüm yoruldum,
az soluklanalım mı?
-Hacivat’ım sen ne diyorsun?
Biz nereye gidiyoruz, sen diyorsun ki balık avlayalım mı?
-İşte
başladık yine. Yok Karagözüm
balık avlanmaya gidelim demiyorum, yoruldum az oturalım mı?
-Yolu kendimiz
buluruz, yolda insan mı var ki soru soralım mı diyorsun? Bak etrafına yeşillikler
uçan kuşlar
çiçekler böcekler var. Biz
seninle bilmedikleri en büyük gerçek, bir hiç için binlerce hiç olanların bunca
çabasıyla, vazgeçmeden çabalayan Bakanımız ve sağlıkçılarımızın çabasını, taktir
ederek teşekkür etmeye giderken,
hatta o insanlar ki kalpleri tarafından
terk edilmiş
insanlar ki onlar, asla bizleri yıldıramazlar diyerek yanlarında olduğumuzu
söylemeye giderken,
balık avlayalım mı diyorsun.
-Tamam karagözüm,
seninle başa
çıkamıyorum ben.
-Bensiz tabi ki yola çıkamazsın,
benden başka
dostun mu var ki?
-Elbette yokta bazen
çok aksisin.
-Ekşi
limon yersen, suratında
ekşi
limon gibi olur Hacivat’ım az limon ye sende.
-Ne limonu?
-Ne somunu? Somuncu
baba somunu.
-Karagözüm somuncu
baba nereden çıktı?
-Yolda hanları baban
mı yıktı?
-Ne babası?
-Neyin mi havası?
Roman havası mı Hacivat’ım.
-Karagözüm bari bir
gün, lafı düzgün anlasan, beni yormasan.
-Üzgünken ağlamasan
mı? Olur mu Hacivat’ım insan üzgün iken ağlar.
-Fazla devam edersem
üzerime yıkılır dağlar, az susalım da kafamız şişmesin.
-Kim mangalda tavuk
pişirmesin
Hacivat’ım ben severim, haydi şu karşıda
görünen handa dinlenelim,
canım tavuk çekti bir güzel yiyelim, akşam dinlenelim yarın yola çıkarız.
-Hay ağzın bal yesin Karagözüm.
-Karagözüm ben hayvan
mıyım ağzım yal yesin diyorsun,
al sana Hacivat’ım al sana aklın başına
gelsin.
-Yıkmadık perdeyi
kimseyi eylemedik viran, sahibine sağlam teslim ettik her şeyi
biz her an.
Mehmet Aluç