Çığlıklarımı Sana Avuç Avuç
Gönderiyorum...
Söyleyeceklerim düne mi
ait
Yıllar öncesine mi
ait hatırlayamadım
Çabuk gelen sevincin
Gidişinle
sancıya dönüştüğü mevsimlerde kaldım
Sormazsın ya nasılım
diye
Sorma bana kalırsa da
hiç sorma
Sevdamla düşlerimi
ayaklar altına
alan sen
Çoğalmadan
eksilen sevdam sende
Baktığın aynalar sana
yalanını haykırdıkça
Kaçtın
Bana yaklaşmadın
Sana aynalar yalan
söyler diyerek
Beyaz yalanlar söyler
avuturdum
Bende avunurdum
Oysa yüreğime
dağları yığdın
Kalkamıyorum altında
Ezildim kaldım
Yama vurduğum
gönlüm
Her gün yırtılıyor
yama vurduğum
yerde
Öfkeni de alıp
gitmedin
Bende bıraktın
Sığamıyorum hiçbir yere
Beni bitiriyor öfkenle
sadakatsiz oluşun
Ne güzel türküler
dinlerdik seninle
Şimdi dinledikçe kahır oluyorum
Hangi türkü beni
teselli eder ki
Giderken bavula doldursaydın
bendeki bitmişliğimi
Yıkılmış
hayallerimi
Bavulu açtığında sana haykırırdı
Vefasızsın diyerek
Şimdi hangi mezara sığayım
Hangi mezar taşımın üzerine vefasızlığını
Yazarsam sığar
Çığlıklarımı sana avuç avuç
gönderiyorum
Bir diken gibi batsın
sinene yüreğine
Beni hatırlatsın
belki
Terk ettiğin
ben sevenini feryatlar içinde
hatırlatsın
Belki silkelenir
kendine gelirsin
Bana gelmeyi düşünürsen de düşünme
Yaptığının pişmanlığı
hisset
Başka
bir şey
beklemiyorum artık sende
Aynı telaşlarla
arkanda sevgi dolu gözlerimin
Sevgisine hançerleri
sokmana izin vermem
Gündüz rüyalarımı
kabusa çevirmene izin vermem artık
Artık ahları vah’ları
da terk ettim
Senin beni terk ettiğin
gibi
Mehmet Aluç