13mm desem bu ölçü biriminin sizler için bir şey
ifade etmeyeceğine eminim…
Özelliklede kamu kurum ve kuruluşları
ile belediye idarecilerindeki insanlar açısından bir şey ifade etmeyecektir…
Ancak bu 13mm engelliler açısından çok şey
ifade etmektedir…
Çünkü erişilebilirliğin önündeki en büyük
sorun bu 13mm’den sonraki ölçülerde
yaşanmaktadır…
Kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm resmi binalar ile ibadet yerleri, özel eğitim, özel sağlık tesisleri, sinema, tiyatro, opera, müze, kütüphane, konferans salonu gibi kültürel binalar ile gazino, düğün salonu gibi eğlence yapıları, otel, özel yurt, iş hanı, büro, pasaj, çarşı, alışveriş merkezi gibi ticari yapılar, spor tesisleri, yüzme havuzu, genel otopark ve buna benzer umuma ait binalar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanlarında karşımıza sorun olarak çıkmaktadır…
Özellikle belediyelerin imar ve fen işleri bölümünde çalışan bazı iş bilmez işgüzar görevlilerin yaptıkları hataların sonucunda ortaya çıkan standartlara uymayan hizmetler nedeniyle binlerce engelli vatandaş mağduriyet yaşamak zorunda kalmaktadır...
Sadece belediyeler değil tabi ki, kamu kurum ve kuruluşlarının kamuya açık yapılan hizmetlerin birçoğunun yapımı ve denetiminden sorumlu olan Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığında (YİKOB) çalışan bazı işgüzar görevlileri de bunlara ekleyebiliriz…
Yıllardır yapılan her çalışmada bir ya da birkaç düşünce engelli yetkilinin yaptığı hataların düzeltilmesi amacıyla o kadar mücadele etmemize rağmen ne yazık ki bir arpa boyu yol alamıyoruz…
İşte onların okuyup araştırmadığı ve sorun
olarak algılamadığı 13mm hakkındaki
TSE Standartlarında kısaca şunlar geçmektedir…
“Engelliler
ve Hareket Kısıtlılığı Bulunan Kişiler İçin Binalarda Ulaşılabilirlik Gerekleri” başlıklı TS 9111 sayılı TSE Standartlarında “Yürüme güzergahı üzerinde ızgaralar varsa bunların bir doğrultudaki
aralıkları 13mm’yi aşmamalıdır
(Şekil 7). Izgaralar uzun kenar ana geçiş yönüne dik doğrultuda olacak biçimde
yerleştirilmelidir (Şekil 8).”
“Şehir İçi Yollar - Kaldırım ve Yaya
Geçitlerinde Ulaşılabilirlik İçin Yapısal Önlemler ve İşaretlemelerin Tasarım
Kuralları” başlıklı TS 12576
sayılı TSE Standartlarında ise “Kavşak
ve yaya geçitlerinde drenaj oluğu yayalar için engel oluşturmayacak ve yüzey
suları oluk içinde göllenme yapmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Drenaj
ızgaralarındaki paralel demirler arasındaki açıklık, tekerlekli sandalye
kullanıcılarına, beyaz baston ve koltuk değneği kullanıcılarına ve bebek arabalı
yayalara tehlike oluşturmayacak şekilde azami 13mm olmalıdır (Şekil 11).”
Bu 13mm dediğimiz olay diğer bir ifade ile 1,3 cm’dir. Bu tür yerler ile buna benzer yerlerde tekerlekli sandalye, beyaz baston ve koltuk değneği kullanıcılarına ve bebek arabalı yayalara tehlike oluşturmayacak şekilde azami 13mm olması sağlanmalıdır…
Peki, bizim sorun yaşmamıza neden olan ve
düzeltilmesini bildirdiğim drenajların yani ızgaraların boşluğu ne kadar
dersiniz?
Tam tamına 6cm gelmektedir. Bunu da bizzat
kendim ölçtürdüm. İnanmayan olursa ispat etmeye de hazır olduğumu belirteyim…
Şimdi bu 6
cm boşlukta tekerlekli sandalyemizle nasıl geçebiliriz?
Bebek arabası süren annelerimiz nasıl geçsin?
Koltuk değneği kullanan engelliler nasıl geçsin? Bisiklet kullanıcıları nasıl
geçsin?
Her geçtiğimizde boşluklar arasına giren
tekerleklerimiz kırılarak kaza atlatmaktayız. Sadece arabalarımız hasar
görmüyor, bizlerde devrilme tehlikesi yaşayarak yaralanıyoruz…
Şimdi bu drenaj ızgaralarındaki açıklıklarda bulunması
gereken 13mm olayı var ya sadece
buralarda değil birçok yerde de geçerlidir.
En basitinden yaya kaldırımlarında bulunan iniş
çıkışlarda ve karşıdan karşıya geçerken tüm yaya geçişlerindeki kot farklarında
da dikkat edilmesi gereken konudur. Yani 13mm’e
kadar olan yerler pahlanması gerekirken, 13mm’den
daha yüksek olan yerlerde ise yüksekliğin durumuna göre uygun rampa yapılması
gerekiyor…
Rampa yapılacak yerlerde ise yine standartlarda
belirtilen ölçüler dikkate alınarak yapılmalıdır. Öyle göz kararı ile bir ya da
iki tane karo taşını koyarak adına rampa dedikleri ile yapılmaz… Bu dediklerimi
Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanı Memet MERT başta olmak üzere
onun birimine bağlı olan diğer yetkililer anlamıştır umarım… Çünkü günlük
yaşantımızda şehir içinde yaşadığımız sorunlar kendilerinin yıllardır
belediyede fen işlerinde çalışıyor olmasına rağmen bu konulardaki
bilgisizliğinden ve standartlardan bihaber oluşlarından kaynaklanmaktadır…
Bu dile getirerek söylediğim soruna inanmayan
ve yaptıkları çalışmaların doğruluğuna inanan ve savunan belediyelerde hangi
daire başkanı, hangi müdür, hangi fen işleri, imar işleri yetkilisi olursa
olsun onlara ispat etmeye hazırım… Buna belediye başkanları da dâhil
olabilirler…
Aslında oturdukları koltuklarda zahmet edip
de kendi görevleriyle alakalı yasal mevzuatları ve standartları bir okusalar
yaptıkları hataları kendileri de göreceklerdir…
Maalesef sadece kendi pencerelerden dünyaya
bakarak benim bildiklerim doğrudur düşüncesiyle hareket etmek daha kolaylarına
geldiği için okumuyor ve araştırmıyorlar… Sonuçta ise çözüm olması amacıyla
yaptıkları hizmetlerle de sorunlarımızın artması dışında en ufak bir katkısı
olmuyor…
Sözün özü olarak, son yıllarda Malatya
Büyükşehir Belediyesinde görev yapan bazı zat-ı muhterem yetkililerin yanlış ve
hatalı yaptığı hizmetlerle ilgili defalarca bu köşeden yazıyor ve sorunları
bildirerek uyarıyorum… Bunun dışında ise yeri geldiğinde engelli sorunlarıyla
ilgili hazırladığım dosyayı belediye başkanlarına verdiğim gibi bazen de
dilekçe ile bildiriyorum… Sonuç mu? 1994 yılında başladığım yaya
kaldırımlarındaki rampa, tuvalet, ulaşım, trafik ışıklarında sesli
sinyalizasyon, hissedilebilir yürüme yolları ve daha yüzlerce sorunları aradan
27 yıl geçmesine rağmen halen dile getirdiğime göre varın gerisini siz düşünün…