İçimde Binlerce Deryanın Kapısını Açtırdıkça Hayran Bırakarak
Acizliğini Beyan Eden Beni De Yazın.
Beni de yazın kederlerle Rabbe doğru gidenlerin listesine. Madem Rabbim derdi kendisine götüren diye göndertmiş, gitmemek ona varmamak onunla olmamak olur mu? Olamaz… Yazın çekinmesin elinizle kaleminiz, başına ortasına sayfanın sonuna da ekleyin beni. Onsuz yorgun kalan bedenim, ruhum nasılda huzur buluyor Rabbimle olunca anlatamam ki, anlatılmaz ki sadece yaşanılır tıpkı aşk gibi, okunan şiir gibi gülümseten kelimeler gibi, duygulandıran duygu yükleyen sözler gibi…
Avuçlarımda, Rabbime dualarıyla gidenlerin listesine beni de
ekleyin, sadece ondan dileyen beni. Kalbimin adını anınca “Allah” deyince,
atışındaki heyecanıyla yaşayan beni de yazın çekinmeyin. Sizi çekinceli yapan nedir?
İçimde ki onun aşkıyla, bir selim ona doğru akan, nedir sizi düşünceli bu hale
sokan? Olamaz mı? Neden olmasın? Aşk ona varmakla özlemim iken neden olmasın?
Kopmadan içimdeki kıyamet varamayacağım aşikâr iken,
kıyametini bekleyen kul diyerek beni de yazın. Her şey parçalanırken, elimden
alınırken bir metre bezle, Rabbime varırken, onunla
olan neyi kaybetmişkiyi bilen beni, onsuz olan neyi kazanmıştı
diyerek sancılanan beni de ekleyin. Dışımda güz mevsimi varken, içimde onun
aşkıyla mevsimlerim cennetten bahar diyerek cennetini arzulayan beni de yazın.
İhya eden Mevla, aşkla imanla tanıştıran gönlüme dolduran
iken, doldum taştım şükür ettim, şükür eden beni de yazın, içimde verdiği aşkın
zerresi ile ummana karışarak ummanı içimde taşıttırarak, içimde binlerce
deryanın kapısını açtırdıkça hayran bırakarak acizliğini beyan eden beni de
yazın.
Mehmet Aluç