Yine gülüşlerin, bak yine sinmiş geceye,
Yine meraklar dönmüş birer bilmeceye
İnsan yüreğinde hisseder, hem de duyar ya
Nutku tutulur, damağı kurur suskunlukla
Dili çözülüp de söyleyemez, dökemez cümleye
…
Bir leylaktan farksızdır, ne güzeldir kokun
Dolunaylı ay ışığında huzuru solumak gibi
Israrla benden yana dön, benden yana bak
Uzakta da olsan benden yana uzat ellerini
Körebe oynar gibi ellerinle yanaklarıma dokun
…
Bu gün yine ne çok şey var şu sessiz gecede
Bir busenin gizemli tadı yansımış dağlara
Sanma ki, ölüm bizi siler, ölüm bizi yok eder
Eğer biz adam gibi seversek, karşılıksız da
olsa
Öyle kolay kolay sığmayız, sığmayız çağlara
…
Birkaç kadeh dindiremiyor ki içimdeki acıyı
Yürek yangın yeri… Söndüremiyor ki sancıyı
Bilsen ki, yine de senden şikâyetçi değilim
Sevmeden yaşamak, yaşamadan sevmek olmaz
Bin bir kahırlı tavırlı başıma diksen de
savcıyı…
…
Seni yaratıp donatan, güzellikler ikram eden
O yüce sanatçıyı aradım durdum yıllardır…
Dünya, bir gölgelik, bir eğlence yeriymiş meğer
Anladım ki maharet yalnız seni sevmek değilmiş!
Senin suretinde, senin ruhundaki yaratanı
sevmekmiş!
…
Ant. - 230621