Bekleyiş

Biz sevda çekerken allarımıza
Baykuşlar kondular dallarımıza
Belki bu baykuşlar sebeb-i bahar
Belki bahardan da öte bahar var

Berzah

Sabır teslimiyet lütfetsin Hûda
Riyasız yüzdürsün pak helâl suda
Kimleri almadı Âlem-i berzah
Firavun Marx Kârûn Hitler ve Buda

Çomar

Münafıklık kibrin varı
Gayya satar din pazarı
Hodgamlar çomar eylemiş
Şuursuz şair yazarı

Çukur

Domuz çiftliğinde temiz et ister
Ribâ çukurunda bereket ister
"Helâl dairesi keyfe kâfidir"
Kur’ân samimiyet kizbi ret ister

Eblehler

Amel binasını herkes öremez
Zulmü seyredenler cennet göremez
"Bana dokunmayan" diyen eblehler
Secdede de ölse Hakka varamaz

Unutma

Ruh bilene imar vardır
Edep hayâ ve ar vardır
Unutmaki arsızlara
İlâhi bir şamar vardır

Rüzgâr Sesi

Yetim yüzlü sokakta yırtığını arayan
Bir öksüz gördüm giymiş, mutluluk elbisesi
Bense gam dimağında mısraları kanayan
Sükûtu yaprak gibi sürükler rüzgâr sesi

İstikamet

Hak batıl yalan gerçek iyi ve kötü nettir
Şefkat fukarasının şecaati şöhrettir
Sırat-ı müstakim de erdem çarşısında gez
İfrat tefrit istidat ifsatlar gizlenemez

İmhâl

Seni senden aldı, o ben'dir
Kim bilir belki de hilendir
İmhâl var ihmâl yok unutma
"Allah işiten ve bilendir"

O Gün

Kizb riya gösteriş şirk akan vana
Bu mu saygı hürmet tazim Kur'ân'a
O dehşetli günde görüşeceğiz
"Senin dinin sana benimki bana"

Gerek

Davacı zikrullah bu dille bize
Ahdine sabit bir haysiyet gerek
Dirlik getirildi sağ-solla dize
Hâk için halk diyen zihniyet gerek

Sadist

Kendisini düşünene ses etmem
Ses etsem de üzülür heves etmem
Muhakkak ki hikmetini düşünür
Dert ederim kurcalarım pes etmem

Mermer

Toprak yeter mezarların üstüne
Helâl yoksa altı nedir üstü ne
Mermer soğuk hasenât giy üstüne
Mizân bakmaz Karunların büstüne

Ben

Ubudiyetinde hodfüruşluk tam
Ömrünü "hep ben"le bitiren adam
"Hep ben"le birlikte gösteriş tamam
Şeytanı insafa getiren adam

Akıbet

Makam mansıp kalır tabutta ersin
Mümeyyiz vasfınsa ismen Ömer’sin
Hak adalet edep merhamet yoksa
Ahali peşinden der ki gebersin

Ahır

Akletmek fikriyatta sütunuzdur
Eleştirmediğiniz putunuzdur
Puta dönmüşse sevdikleriniz
Her yer size ahır yem otunuzdur

Utanın

Bir şiir uğruna değildir mısra
Kimine hakikat kimine kisrâ
Mizanadır bütün hıçkırıklarım
Utanın titreyin yemin var asra

Meret

Borsa döviz fâiz sardı serveti
Şatafata köle oldu hürümüz
Ne çok sevdik haram denen mereti
Eşref miydi sâhi bizim türümüz

Riba

Fâiz en vahşi düzen
Sen çalış ben yiyeyim
Ribâ Nemrutlarına
Bilmem ki ne diyeyim

Affedersiniz

Önyargılar başköşede durursa
Şeytaniler çığlık atar bayılır
Hû diyenler Siyonist’le yürürse
Alkış tutan kahpelerden sayılır

Ubudiyet

Tefekkür sara âlimi
Kemâlât ola kalemi
Nimettir hem ubudiyet
İlmihâl eyle kelâmı

Sığınak

Vefa öldü serde ar yok alında ter
Nefis feveranda gün dünden de beter
Koşuyoruz tuzaklarda hakikat bu
Sığınak O vekil Allah Allah yeter

Çöküş

Ayı iri ve sarı
İnsanlığın pek kârı
Siyonizm'in çöküşü
Amerikan baharı

Bakmadık

Bedeni süsleyip huya bakmadık
İnsanı yücelten şeye bakmadık
Uhuvvet ve sevgi nefrete teslim
Hakikate körlük bu ya bakmadık

Yalan

Yalansızlık iman yasasındandır
Yalan münafıklık esasındandır
Yalanın pembesi beyazı yoktur
Yalancının dini kasasındandır

Vaziyet

Menfaati haktan âli gördük biz
Başka başka pozisyona girdik biz
Dehşet günü düşünen kim nerede
Hakikati hayallerle dürdük biz

Şairler

Hakikat söylerler manada varlar
İmanın nuruyla imgeler parlar
Şiir bahanedir tebliğ yaparlar
Sonsuzluk derdinde gerçek şairler

Oğul

Müslüman denince şu üçünü yaz
Kibirli, ukala, namert olamaz
İslâm irşâd ister, ifsadı değil
Nifak höyküreni dinleme oğul

O Gün

Pişirin kardeş etini
Dehşetlerin dehşetini
Mizan gelir o gün anlar
Kalem satıp keyf çatanlar

Ben

Şehir ürkek şuur pazarda
Hep ben putu şâir yazarda
Nerede vicdan erdem takva
Vallahi tevbe yok mezarda

Oksimoron

Durun nereye yolculuk durun
Kin nefret önyargı hep oksimoron
Mesulüz vallahi biz mesulüz
Fikredin akledin ve kafa yorun

Sokak

Keskin sessizliğin feryadı vurdu
Emsali olmayan sızı bıraktı
Sokak parke tiner taş uyuyordu
Körpecik yavrular içimi yaktı

Secde

Secde huluslu hâldir
Secde irfan kemâldir
Secde ruha ne işler
Secde satan keşişler

O Gün

Haram lanetlenir beş vakit günde
Biz helal yaşarız şükür hükmünde
Mizana bıraktık o güne sizi
Alın terimizi maceramızı

İnsan

Amentü imanım ahlaktır dinim
Ahlaksız düzene garazım kinim
Mademki insanız dedemiz âdem
Haksızlığa karşı ahdim yeminim

Dosdoğru

Dosdoğru olalım dosdoğru
Dosdoğru kalalım dosdoğru
Adaletli ve adâletle
Sırat-ı müstâkim dosdoğru

Yetiyorsun

Kine nifak katıyorsun
Sen hep acı satıyorsun
Hızır dedik hınzır çıktın
Şeytanlıkta yetiyorsun

Sonsuzluk

Vara bel bağlayan ahmak kişidir
Yoklukta tevekkül veli işidir
Ona hamd ve şükür ne büyük ihsan
Sabır sonsuzluğa büyük koşudur

O Gün

Bir gün gelir gel hele der
Hâl konuşur başlar söze
Ter kokmayan şuh öğünler
Hicran koklatacak size

Edip

Kin ve kibre tutsak olmuş duyular
Hodgamgiller övülmeye alışık
Sirk maymunu imtiyazlı ayılar
Edip öldü yaşayanlar yılışık

Er

Musallaya her gelen er, er midir
Bu mısralar muhataba mermidir
Er odur ki güven olâ sözünde
Münafıklık koşturuyor va’zında

Dava

Davadan ziyade 'ben'lik havası
Tek mühim davadır Kur’ân dâvâsı
Ruhsuz davaları tepiyorum ben
Ganiyy-i Mutlak'a tapıyorum ben

İmtihan

Perde arkasından kuşattı yaydı
Bütün iradeler bir adamdaydı
Hızır zannedilen hınzır olunca
Nar-ı cehenneme ayaklar kaydı

Mizân

Nefsperestler çok laf ile yorulmaz
Namertlere merhameti sorulmaz
Nihayetsiz o dehşetli meydanda
Namaz oruç kizb ehline yâr olmaz

Oldu

Kimler kimin iti oldu
Vallahi çok kötü oldu
İtidal mevt akletmek yok
Herkesin bir putu oldu

Şiir Değil

Derdim çoktur diyemem ki duy anam
Yorgun bakışlara nasıl dayanam
Yapayalnız boşluklarda koşarım
Koşu değil bu bambaşka şey anam

Ahval

Düğünlerde çıplaklığı giyinmiş
Mezarlıkta tesettür tam, ne din'miş
Nabza göre Hakkı eğip bükerek
Fetva tamam yeni bir din edinmiş

Hak

Nifak ve kin kalbi şirke yürütür
İnsanlığı riyakârlık çürütür
Hakkı ihya meziyettir meziyet
Hak bilmezlik muhabbeti kurutur

Ben Diyen

İtlik var mayasında
Tasma takıp dalaşır
Zilletin kıyısında
Kokuşur mumyalaşır

Husûmet

Cehalet taassup sorgu istemez
Gerçeğe koşanlar kurgu istemez
İnsandan sayılmaz irfân giymeyen
Husûmetperestler yargı istemez

Yaşasın

Hakikatle savaş sendeki zulüm
Gerçek şirretine varmıyor dilim
Hakk’ın divanına varırız elbet
Yaşasın yaşasın yaşasın ölüm

Hiç

Yalnızlıklar imge çokluklar sefil
Sokak hasret sağan gözlere kerpiç
Kelimeler esrik siren sesi dil
Bilinmezlikler mi boş veriniz hiç

?

Adamsızlıklarımda bayram kime güzelsin
Güzelsin İsmail’e İbrahim’e Yusuf’a
Süslensen mi bilmem ki bayram süsü ne bilsin
Bayrama insan gerek vicdan gerek ârife

Sen

Sen asrın fitnesi sabır diyorum
Senin kabul etmez kabir diyorum
Seni sorunlara izah gerekmez
Sen secde kirleten kibir diyorum

Münâfikûn

Öfke günü boğuyor
Ben'e mağlup fıtrat âh
Ölmemiştir yaşıyor
Übeyoğlu Abdullah

Dua

Duâ ibadetin nuru özüdür
Müminin tövbesi rabbe sözüdür
Gözü yaşlıların gönül gözüdür
Yâr'in kapısına varıştır duâ

Ayasofya

Ayasofya emanet taşıyana kuvvettir
Kahraman milletimin gözlerinin nemidir
Fatih’in vakfiyesi, kürsüsü uhuvvettir
Fetihle gelen müjde müze değil camidir

Muhakkak

Yusuf'u bilmeyen hep kuyu bilir
Rüyayı unutur uykuyu bilir
Kur'an-ı Kerim'de ne buyuruyor
"Allah zalimleri çok iyi bilir"

Unutma

Ne çok şeyler peyda ettin pek hürsün
İfsat hile yalan dolan yürürsün
Ciddiyet kim doğruluk ne din nerde
Karun gibi sende bir gün çürürsün

Cadde

Nefret münferit mi dua et dede
Zındıklar koşuyor ana caddede
Baştan nihayete ruhtan alıklar
Ne kadar da arsız kalabalıklar

Hakikat

Kur'an ahlakından haktan ne anlar
Hakikat kaygısı taşımayanlar
Zillet sillesini izzet sanırlar
Ahın tokadıyla tokatlanırlar

Mertek

Ağlarım kendimce arada biraz
Yaş döker dokunur ıslanırım az
Gülün az buyurdu çok ağla vaaz
Üstümde ibreti mezar ve mertek
Nihayet epeyce tefekkür gerek

Rüya

Bu gün var olanlar paralananlar
Mertekler binince varlığı anlar
Ölümsüzlük nerde hangi alemde
Mizân, kazananlar ve aldananlar

Kaybeder

Ahlakı kaybeden ar'ı kaybeder
Sevgiyi kaybeden yâr'ı kaybeder
Nifak fısk fücur yalan kin zulmet
Gayya deresinde var'ı kaybeder

Şişek

Eşekten adam olmaz
Adamlar eşek olur
Bir de davarlar var ki
Süt vermez şişek olur

Yazmam

Anamın gözyaşı bendeki yara
Tapınan körlere kızmam artık ben
Muhabbet pazarda ahlak beşpara
Tepinen körlere yazmam artık ben

Cuma

Vuslat secde aşk şölen
Cuma bir tatlı hüzün
Takvimine gölgelen
Nurla öpüşsün yüzün

Gelmesin

Dost nerede akraba kim sen nesin
Sus micingirt seyredenler gülmesin
Alın gidin birkaç şâir sessizce
Düzenbazlar mezarıma gelmesin

Allah'ım

Şuur dağlarının atları doru
Ahlâk ve âşk gerek kirsiz dupduru
Neden dağınıklık kahreden soru
Allah'ım ümmeti toparla koru

Tebessümler

Cumanın bahçesinde muhabbete dem verip
İnşirâh soluklattı mesâiye beş kala
Ne desem ben bilmem ki tevazuuyla yön verip
Tebessümler yeşertti Ağabey Fikri Pala

O Gün

Heybende alın terim
Ve tükenmişliklerim
Hasat harman ve mahşer
Gün o gün Allah Kerim

Dava

Yalan şöhret ihtiras
Dava deyip ağladı
Hicvedip yaza yaza
Kalem kabuk bağladı

Hiç ve Hâl

Hiçi vaaz eder başka söyler hâl
Adam cennet ister dünyaya meyyâl
Hiç ölmeyecekmiş gibi yiyen kim
Hiçbir şey değildir bizim diyen kim

Vesselam

Üç beş mısra neşe elem
Şuurla ağaran kelâm
Feryattaki muammayı
Teselli bilin vesselam

Feraset

Yalanı süsleyelim, artıralım yalanı
Yalanlar satıyoruz bayraklaşıyor haset
Kamyon kamyon müşteri çoktur pek çok alanı
Hakikat merhalesi neredesin feraset

Buğz

Hakikate hile olmaz
Maddeci de çile olmaz
Haksızlığın karşısında
Buğz bilene bela olmaz

O Gün

Karlarla yıkayıp yaslayın dağa
Köyün yamacına az olsun eğim
Öfkelerim dökülmesin toprağa
Deyyuslardan uzak merhaledeyim

Unutmayalım

Dostluk sulayalım yâr’in bağında
Sevgi büyütelim salıncağında
Husumet kin nedir edep yayalım
Toprağın altını unutmayalım

Öküz

Mermerden mezarı büyük yaptıran
Mermerin göğsüne öküz resmi çiz
Ölümün dehşetli vaktidir o ân
İkinize dön bak öküz hanginiz

Sükût

Sükûta ihânet verdiğin hasar
Kulaktan ziyade ruhu eşiyor
Zağarlanıyorsun insan bi susar
Hodgam barbarlıklar makulleşiyor

Selâm Olsun

Kalbin kadar yaran olur
Sabrın yoksa virân olur
Varmadan da varan olur
Varanlara selam olsun

‪Tükürün‬

‪Şirk kültürü makulleşti şu nette‬
‪Ruhtan kopmuş kof aydınlar siz ürün‬
‪Küfür saymam tükürmeyi elbette‬
‪Âkif dedem ne demişti; tükürün‬

Kim

Hava bozuk bulutladık niyazı
Dörtlük değil bir iç çekiş bu yazı
Harman nerde hasat kimin ne desek
Kim sıçrattı hakikatsız marazı

Diyemem

Tevbekâra cehennem
Hodgama er diyemem
Ve kutsanan putlara
Ehven-i şer diyemem

Hakikat

Yekpare yalanlar tarihe sinmez
Bir sabah boşalır inkârın hurcu
Göğü saran riyâ zembille inmez
Hakikat gerçeğin boynun borcu

İstila

Fücur kulübesi kasırlarımız
Vicdan kalınlığı nasırlarımız
Kahpe medeniyet ve istilası
Su-i zan tüfekli nesirlerimiz

Ego

Ahlâkî ünsiyet
Kalbin ehline düşür
Secdeli enâniyet
İblisliğe dönüşür.

Tek Perde

Hayat ciddi bir nefes
Oyun zorlu tek perde‬
Burçla oynaşır herkes
Akrep bekler siperde

Ahval

Kimileri vardır arıya kovan
Kimileri baldır sefer tasında
Kimileri boşa dönen yelkovan
Kimileri şeytan İns deltasında

Sapan

Şuur emperyala sapan sürüyor
Köpek anırıyor eşek ürüyor
Köpekler anırıp eşek ürer mi
Bu tür ahmak sözler beni yoruyor

Rütbe

Kulluk mertebesi rütbenin hürü
Sırat-ı müstakim kalbin huzuru
Bütün mesele de fıtrat edeptir
Sünnet-i Seniyye gözümün nuru

Kadın

Köpüren tebessüm içimde bâde
Ötenin şevkiyle ruhumu sarar
Eşsiz hazinedir lakin dünyada
Vuslatı bilmeyen eş neye yarar

Trajedi

Kadim dost teselli veya akbaba
Kalbi serinletir kimi akraba
Kimiler mebius tedavisi yok
Kini pek zehirli benzer akrebe

Kar

Kar yağar uzaktan deseler Kars’a
Kavrulur içimde yanar ne varsa
Keyfiyet yoruyor bakışlarımı
Kalbi teşebbüsler şahittir Bursa

Gökgürültüsü

Kalbim çiy tanesi ateşe esin
Dilim susa yorgan sabır örtüsü
Niçin gelmiyorsun nerelerdesin
Güzel ölümlere gökgürültüsü

Rıfk

Kalbin parıltısı şuur türküsü
Ölümsüz zarafet yüreğin süsü
Kabalıktan uzak rıfk medeniyet
Tahammüle deniz sabra gökyüzü

Maalesef

Ruhu boğup mideleri besleyip
Fâiz sağıp kovalara az dedik
İsrafları ikramlarla süsleyip
Hayratları hanemize yaz dedik

Aklet

Şu karşı mezarlık şehit şüheda
Çınarlar heybetli selviler diktir
Âlem-i berzah hem yükselen sada
Yokluğu yok eyle hiçlik biriktir

İnsaniyet

Madem iki yol var hayır ya da şer
Riya bulaştırma tertemiz dine
Mizanlar kurulup gelmeden mahşer
İnsaniyet ek samimiyetine

Muteber

İnsin alçakları şeytana yaver
Asker kaçakları askeri över
Üslup pek mustarip edip talihsiz
Budur panorama kimler muteber

Gelmesin

Ben hep menziline akan bir nehir
İhtiyar mevsimler hicran vakitler
Hamitlere taşır beni bu şehir
Ardımdan gelmesin riyakâr itler

Ahlak

İman binasının direği ahlak
Sırat-ı müstakim gereği ahlak
Ahlaksız her dava şeytana parya
Yunus Şeyh Şamil’in sarığı ahlak

Oyun

Ciddi bir imtihan tek perde oyun
Tek perde diyorum akledin duyun
Hakiki saâdet ya sonsuz azap
Ya cennet cehennem "İkra" okuyun

Dava

İstikâmettir dâvâ
Ne şöhrettir ne hevâ
Erdem tadili erkân
Hidâyet yok bedava

Kabir

Gerçek hayat kula kabirden gelir
Kabrin güzelliği sabırdan gelir
Kabri unutanın yaşayış tarzı
Yâr’a lâubâli, kibirden gelir

Allah’ım

Şuursuz şâirden yönsüz âlimden
Yalancı vâizden dinsiz ilimden
Hakikatı haykırmayan kelâmdan
Mehmet’i Mehmet’ten koru Allah’ım

Külliyen

Korklar yılan söyler
Hodgamlar nalan söyler
Gün gelir şeytanlaşır
Külliyen yalan söyler

Ben

Çoban desen olamadık
Koyun güden kavallı
"Ben" nedir ki nefse tutsak
Gayesi zevk zavallı

Münafıklar

Hâysiyet şuur sahte
Emperyalist tanıklar
Lâubâlidir âhde
Secdeli münafıklar

Mizân

Sisi yüzlü alimler
Duyun ulân zalimler
Mahşer dehşet mezâr dar
Vallâhi âhiret var

Sıdk

Sadâkat mahvoldu çarpık halesi
Söz irkiliyor en merhalesi
Ebediyet düşün yakında her ân
Ölümsüz ayrılık sevinç duygusu

Akıl

Hakikati akledip
Varmak içindir beyin
Başkasına terk edip
İzzeti kaybetmeyin

Mahrem

Yüreğine ahlâkı
Hâline edeb giydir
Mahreminle meşgul ol
Mahremiyet herşeydir

Hakikat

Bir lodos esince geçer karakış
Sabreyle şükreyle tevekkül eyle
Dünya kime kaldı kiminle gardaş
Dile hakkı söylet yahut lâl eyle

Uyan

Hodgam sloganlar yeter mi gardaş
İkra’yı bilenler yatar mı gardaş
Uyan rüyadasın akletmek bu mu
İnsan sonsuzluğu satar mı gardaş

Takva

Hucurât tevâzu, dile edeb sür
Sinsi alçaklıktır ene tekebbür
Buyurdu üstünlük üstlük takvada
Eşrefi mahlûkat lütfetti şükür

Hırs

Varlığa düşkünlük düpedüz putun
Vallahi ölüm var siz hakkı tutun
Peşin hükümlerden şeytanlık türer
Hakikat söyleyin hırsı uyutun

Olmalı

Kimi kırık bir gönül
Kiminin dünya malı
İnsanın çürümeyen
Bir âmeli olmalı

Merhâle

Paylaşmak merhâle şuur ahlaktır
Fedakârlık yapar, yaptım demezsin
Duyarsız toplumda şahsiyet yoktur
Haysiyet erdemi var edemezsin

Münafık

“Söz”den cayar ulân söyler münafık
Konuşunca “yalan” söyler münafık
“Emânet”e hıyânettir kavgası
Üç alâmet bilen söyler münafık

Ahlâk

Ahlâk şecaattir, ahlâk de sığın
Ahlâk ölçüsünde İslamsızlığın.
Ahlâk sadakattir, vefadır âhde
Ahlâk yoksa boştur imân sandığın

İsraf

Bereketin sarığıdır iktisat
Şükretmenin direğidir iktisat
Ehl-i takvâ israf ehli olamaz
Hem imanın gereğidir iktisat

Kaçınız

Ahlâk ruhu meşrebin
Ötesini geçiniz
Ahlâk yoksa yoktur din
Uzaklaşıp kaçınız

Tefekkür-i Mevt

Gelir cenazeler hep aynı yerde
Makam rütbe mansıp denk olur “er”de
Cürümler dökülür açılır perde
“Tefekkür-i mevt” mevt, bilmem ne yazsam
Mısralar içine mezar mı kazsam

Mizân

Oyun yolcu gölge mezar ve beşik
Mezardan sonrası mahşere eşik
Mahşeri dert etmez anıran eşek
Birkaç satır yazı soğuk iki taş
İnsan ölmek gerek insan arkadaş

Sonsuzluk Telâşı

Tam ölümün yaşında ben
Sonsuzluk telaşında ben
Ötesini umursamam
"Ömer haktır" peşinde ben

‪Allah'ım‬

‪Sana yakarışım sanadır âhım‬
‪Karanlığı aydınlatan Allah'ım‬
‪İnşirâh ver, sen sahibim sensin yâr‬
‪Sen vermezsen hâşâ başka kimim var‬

Münafık

Devrin düzenbazları ahret bilmez v’az eder
Atar tutar savurur büyük büyük söz eder
Ar namustan dem vurup; yârini dansöz eder
Yazacağım susarsam yazan eller kurusun
Hakikati horlayıp münafığı hazzeder

Hakikat

Ciddiyetle ve de şartsız
Hakikatin temeliyiz
Haksız baba olsa bile
İncitmeden demeliyiz

Ömer Ekinci Micingirt

( Düşündüren Dörtlükler başlıklı yazı ÖE.Micingirt tarafından 8.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.