Saçak altlarında yuvasından düşmüş öksüz turnalar, İki dilsiz hançerle vuruldu. Hasret denen baş belasında güneşlere takılmaz ki kelepçeler, Uyan! Sonbahar kokmaz her zaman Aslı ya ağlayan dağlar Uyan! Bir Ferhat tozlu hikayesinde savrulur mu ötelerde harlarken deli yangınlarda?
Alelacele kelebek vakitlerinde mayınlardan kaçsa da asi gelincikler, Aynı yağmurlarda ıslanmaz artık başka soluklara kanat çırpan kuşlar. Kimliksiz miydik soluklarımızı tutukladığımız karanfil kokulu sevişmelerde?
Ölümlerden gelmiş şiirler kuşanırım bir yangın yerinde süngüler yedikçe, Görmüyor musun adınla başlayan besmelelerimi? Görmüyor musun kefenim paslı, yırtık, ayaz kokuyor. Ve gün ortasında geceyim sensiz geçen her günümde.
Düştüm, teni kan içinde bir kasırganın dallarında kırıldıkça, Çoğaldım, infazda günlerimizi okyanusların dalgalarına yazdıkça, Beni böyle ellere gözüm bağlı, dudaklarım mühürlü sen vermedi mi söyle sevdam? Nabzımda bu mecburi atışları kardelenlerime küf kokularını sen bırakmadın mı?
Uçurumlarda ölümlerle tek kaldım. Ki temmuzdum, ılık meltemlerde yakamoz ışıltılarında parlayan çocukluğumda, Ki göçebe yanımı, saklımda mülteci firarlarda yağmur türküleri söyleyendim. Ki soluğunu ezberletmiştim, kıyında kaybolduğum sancılı ırmaklarıma, Ki namlunun ucundan çıkan kurşunlarla, yine de baharlar doğurmuştu bu yürek.
Yıldızlara hiç dokunmadım yetim olduğumu anlamasınlar diye Yangınların acemi yüreğimdeki sevinçlerimi çoktan bıraktı, bir arka sokağın sessizliğinde Satırbaşlarında ayrılıkların; dışarıda kar yağıyor, dışarıda rüzgâr esiyor. Sevda yeli değmemiş bir yürekte iğfal edilmiş sessizlikler kusuyor bebekler
Gör ki payıma çığlıklar düşmüş, her gün yudum yudum öldüğüm bu cehennemde, Çığ düşerken bir papatyanın kirlenen mayıslarına Hangi ateşimin örsüsün? Dök artık küllerimi dök, menzilim bir ahla titreyen bir katilin günah defterinde.
Bırak serseri yağmurların yine yıkasın musalla taşımı Yurtsuz bir sevda düşmüş payıma mülteci kayboluşlarda, Hep aynı göğe, aynı duada el açarken avuçlarımız ,bana bir ölüm tarif et. Simsiyah bir gecede ihanetinle vurulduğum kadar defalarca olmasın.
( Bana Bir Ölüm Tarif Et başlıklı yazı yasemin-cana tarafından 16.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
