Anayolun tam da kenarındaydı bu güzelim Anadolu Köyü. Her ne hikmetse kasabaya şehre çok da insan göndermemiştiler, tarımla hayvancılıkla gül gibi geçinip gidiyorlardı... Köy dediysem öyle beş on haneli köy zannetmeyin, neredeyse 120 haneye yakındılar. Gençlerle ihtiyarlar el ele vermiş köylerini mamur hale getirmeye çalışıyorlardı...

Yine bir seçim zamanı gelmiş çatmıştı. Köyde yaklaşık beşyüze yakın koyun, onun altıda yedide biri kadarda büyük baş hayvan vardı, koyunlar dertli mi dertliydiler. Bir dokun bin ah işit misali... İki güzel koyun Kınalı ile Meraklı aralarında konuşuyorlardı...

- Kınalı yine seçim yaklaşıyor.

- Evet birader yaklaşıyor, az bir zaman kaldı, ne yapacağız ki bekleyip dua etmekten başka.

- Aynen öyle dostum.

- Bizim şehrin kaç milletvekili vardı?

- On iki ya da on üç olması lazım.

- Desene bu sene oniki onüç gardaşımız en azından aramızdan eksilecek.

- Onun ile kalsa iyi birader.

- Kalmaz mı?

- Kalmaz kalmaz.

- Nasıl yaaaaa!

- Sen benden biraz gençsin bilmezsin bu işleri.

- Hangi işleri?

- İşte canım seçim zamanı olan işleri...

- Anlat hele anlat...

İkisi de dertlidir offfff ki offffff çekmektedirler...

- Kardeeeeş iktidar partisinin milletvekillerinin hepsi sırayla gelse...

- Gelsin ne olurrrr?

- Her birine bir kurban kesseler ki bilirsin bizim köylüleri bir tane ile de kalmazlar kesinlikle, üçer beşer tuttukları gibi kardeşlerimizi yatırırlar bıçağın, satırın ucuna...

- Deme be yahu!

- Dedim bile, dedim bile...

- Eeee sonra seçim zamanı sen o 13 sayısını üç ile beş ile çarp dostum.

- Yapma yahu o kadar vahim demek ki durum.

- Bir de bunun muhalefet tarafı da var.

- Onlarda mı yatırıyor bizi yere, desene durum kötü.

- Kötüden de öte vahimden de öte...

- Seninle beni bile keserler bakarsın...

- Oy ki oy benim başımmmm! Bir milletvekili adayına kurban mı gideceğiz şimdi?

- Şimdi değil ama, seçim yakın.

- Meeeeeeeeeeeeeeeeeeeee ve de meeeeeeeeeeeeeeeeeeee!

- Yaaaa işte böyle meeeeeeeeeeeeeler durursun.

- Kaçsak ormana mormana

- Orada da kurtlar var, ayılar var bilirsin.

- Ula kurtlar ayılar bunlardan daha vicdanlıdır beeeee! Hem de meeeeeeeeee yine ...

- Öyle mi diyorsun?

- Öyle diyorum, hem de bu zırtapozların sofrasına meze olacağımıza, bizi kurtlar yedi, bir işe yaradık deriz...

- Ah ki ah! Kaderde Kurban Bayramında kesilmek, insanlara sevap işletmek varken, şimdi kahredeceğim kendimi ha, gel de bunların lüzumsuz seçim zamanlarında kesil...

- Aynı fikirdeyim dostum.

Bir offf daha çekerler... O sırada Çoban Reşo'nun transistörlü radyosunda da ''Bir of çeksem karşı ki dağlar yıkılır, diye türkü çalıyordur.''

- O kadar da ümitsiz olma be dostum.

- Nasıl olmayayım nasıl olmayayım az bir zaman kalmış da seçime...

- Bakarsın başta ki insafa filan gelirde milletvekillerinin gittiği yerlerde kendilerine kurban kesilmesine izin vermemeleri konusunda bir kanun hükmünde kararname yayınlarsa yırtarız billahi...

- Olur mu olur. Bekleyelim bakalım baştakinden.

- Bekleyelim de olmazsa da babayı yedik. O zaman işte hakkını helal et kardeşim...

- Olsun olsun helal olsun...

- Sen de helal et...

( Dertli Koyunlar başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 20.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.