Zamanı kavislenen yollarda yuttuğumda
Sevdanla yanan sadrı her gün mumla ararsın
Hasretimi toz tutan gülde unuttuğumda
Yıkık kentler arkası kıvılcımla yanarsın
Açılır mı gonca gül dökülür mü misk yele ?
Hudud olur mu sevgim ahrazdan bir cetvele ?
Sana bir poyraz günü sağanak yağdığımda
Simândaki gölgemi her an mumla ararsın
Yokluğunun zehrinden panzehir sağdığımda
Bir nebze aşk olmasa söyle neye yararsın ?
Ömrümden virgül virgül silinir mi mahşerin ?
Güler mi dudakların ağıt tutarken yerin ?
Sana bir eylül sonu gazelle vardığımda
Ayaz devrimlerimi her yıl mumla ararsın
Ağır darbeli aşkı şiirle sardığımda
Bu yorgun gelişleri mürekkebe yorarsın
İmlalar salkım saçak devrilir mi tenine ?
Lafızlar köle olup siner mi bültenine ?
Sana bir kehkeşandan süzülüp konduğumda
Kanatsız uçuşumu her gün mumla ararsın
Buz şeritli kalbinde ansızın donduğumda
Örselenmiş zamanı ilkbahara kurarsın
Yüreğini kırk yerden bıçaklar mı hasretim ?
Esrarlı sabahlara nigâh olur mu betim ?
Sana bir kandil gibi umarsız yandığımda
Sirâcımda titreyen lavı mumla ararsın
Elvan elvan dökülen harfe boyandığımda
Çatlamış dörtlükleri mânâ ile sararsın
Kendime hüküm kesip dürülür mü defterim ?
Gidişime harf olur hangi dert hangi terim ?
En kıskaçlı zamanın külfetindeyken yerim
İffetimdeki arzı her gün mumla ararsın