Heybem hüzün dolu…

Topla topla nereye kadar?

Ne vakte dek?

Hiç mi azade kılmaz insan kendisini hüzünden?

Soruyorlar ha bire kimin yüzünden?

Haykırıyorum boğazımı yırtarcasına

Yüzlerinin tam da ortasına:

“Benim yüzümden…”

 

Arı bal alacağı çiçeği bilir bizimkisi o hesap.

Hüzün bizim dolduğumuz

Ve kâğıda damıttığımız polendir.

En hakiki hislerin tezahürüdür.

İspatıdır belki de sevdiğimizin.

Vasıl olacağımız limandır

Sığınacağımız kucaktır.

Nail olacağımız dua…

 

İllegal yollardan dolaşıp gelir insan.

Kolay değildir daldaki güle uzanmak

Ve koparmak öyle bir anda…

Dikeni hesaba katacaksınız bu yolda,

Bahçıvanı bileceksiniz

Ve güle teşbih ettiğiniz güzeli hatırlayacaksınız.

 

Hüzün göbek adımızdır.

Apoletimizdir bizim makam aldığımız.

Pırpırımızdır omuzumuzda sallanıp duran.

Püsküllü belamızdır.

Kabulümüzdür kayıtsız şartsız.

Misafirimizdir çat kapı gelen.

 

Biz hüzünden razıyız ki

Kopup gitmez bizden.

Hüzün de bizden memnun ki

Koyuvermiyor bizi yalnız başımıza.

 

Gülmek iğreti duruyor artık

Dudağımızın kıvrımında.

Ve biz aşinası değiliz

Gülüşü güzel iltifatının

 

Hiç gülmemişiz ki bu hayatta!

Öğretmemişler ki gülmeyi

Kaç kıratlık gülüşümüz olduğunu bilmiyoruz.

Sarrafı da olamadık mutluluğumuzun.

Hiç şahidi olamadık güldüğümüz günlerin.

 

Hüznün çerçisiyim.

Dolaşırım pazar pazar…

Mutluluk satar hüzün alırım.

Gülerken ağlarım azar azar



( Hüznün Çerçisiyim başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 18.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.