I. Dünya Savaşı diğer
bir deyişle, I. Paylaşım Savaşı öncesi dünya devletleri iki gurupta
kümelenmişti. İtilaf ve İttifak gurupları diye. Osmanlı Devleti Almanya’nın
başını çektiği tarafta yer aldı. İttifak tarafında. Diğer taraf, öncelikle
İngiltere, Fransa, Rusya ve daha sonradan da İtalya da İtilaf Devletleri
tarafında savaşa katıldı. Bazı devletler de savaşan bu devletlerin arasında yer
aldı.
Daha çok savaşın nedenlerini ve sonuçlarını irdelemek amacım. İngiltere
ve Fransa sanayi devrimi yaparak güçlü devletler olmanın avantajıyla dünyanın birçok
yerlerinde sömürgeler edinmişlerdi. Fabrikalarında ürettikleri malları
sömürgelerinde rahatça pazarlayabiliyorlardı. Ve bu ülkelerin zenginlik
kaynaklarını fütursuzca talan ediyorlardı…
Almanya birliğini daha sonra kurmuş, sömürge edinmekte
diğer ülkelere göre geç kalmıştı. Oysa Almanlar da hızla sanayileşmesini
tamamlayarak Avrupa’nın güçlü devletleri arasında yerini almıştı. Ürettikleri
malları için Pazar gerekti. Ve sömüreceği kaynaklar…
Rusların, ünlü çarları Deli Petro’dan beri sıcak denizlere ulaşma
projeleri vardır. Bu amaçla tarihte Osmanlı-Rus savaşları kısa aralıklarla
sürüp gitmiştir. Ruslar ilerleme, yükselme kaydederken, Osmanlılar yıkılma
döneminde yapılmıştır Türk-Rus savaşları. Ve Ruslara karşı büyük toprak
kayıpları yaşamıştır Osmanlılar.
Hele 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonunda Ruslar Yeşilköy’e
kadar ilerlerler. Doğuda Erzurum kapılarına gelir kuzey komşumuz. Savaş sonunda
Batum, Kars, Artvin ve Ardahan’ı da kaybederiz. Büyük kayıplar yaşarız batıda da…
Savaş öncesinde rakiplerimiz yaptıkları onursuz gizli
anlaşmalarla Osmanlı topraklarını aralarında paylaşmayı planlarlar. Artık hasta
adamı daha fazla yaşatmanın gereği yoktur! Öncelikle Ortadoğu ele geçirmek ve
Anadolu’nun belirli bölgelerini ele geçirmektir birincil amaçları. Ruslar boğazları
kontrol etmeyi hedefler.
Bizim safımızda bulunan Almanya’nın amacı da üç aşağı beş yukarı
aynıdır İtilaf Devletleriyle. Osmanlı topraklarını sömürgeleştirmek ve Ortadoğu
zenginliklerine ulaşabilmek.
Osmanlı Devletinin başındakilerin de ulaşılmaz hayalleri vardı.
Almanlara aşırı güven duyuyorlardı. Almanlar girdikleri savaşları utku ile
sonlandırmıştı. Almanlar nasıl olsa yapılacak savaşı kazanacak. Bizimkilere de parsayı
toplamakta hisse düşecekti elbette. Başta Balkan Savaşları’nda olmak üzere
kaybettiğimiz toprakları yeniden elde edecektik.
1914 yılında başlayan savaş 4 yıl sürdü. Osmanlılar 7 cephede
savaşmak zorunda kaldı. Galiçya Cephesi, Kanal Seferi, Sarıkamış, Yemen… Bu
savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermemize karşı sonuçları hüsran olur.
Bu büyük savaşta bizim kazanç Çanakkale Savaşı olur. Büyük kayıplar
verir iki taraf. Çanakkale geçilmez. Bu savaş bize ulus olma, vatan savunması
bilincini pekiştirir.
Savaşın bizler için önemli katkısı Çanakkale’de başarımızla
dünya hayran bırakmamız değildir sadece. İtilaf Devletleriyle Rusların
bağlantısı kesilir Çanakkale savunmasıyla. İngiliz ve Fransızlardan çar
taraftarlarına yardım yapamazlar. Rusya’da devrim olur. Bolşevikler çarı
devirirler. Bolşevikler itilaf devletlerinin aleyhimize yaptıkları onursuz
gizli antlaşmayı açıklar. Bununla kalmaz Erzincan’a kadar gelen Rus orduları
geri çekilir.
Savaşı Almanlar, bizler kaybederiz. Ortadoğu, Irak, Arap
Yarımadası… elimizden çıkar. Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes ve Sevr Antlaşması
ile tarihe karışır.
Savaş sonunda güzel yurdumuzu pay etmeye gelir sıra. Galipler planlarını
uygulamaya başlarlar. Kazın ayağı öyle olmaz. Çanakkale’nin altın başlı yiğidi
Mustafa Kemal Paşa bir destan yazmaya girişir. Özgürlüğüne âşık ulusumuzu
örgütleyerek bir şanlı destan yazar.
Dünyadaki konjonktürü gereği en akılcı bir yöntemle yorumlar. Lenin’le
iletişim geliştirir. Mustafa Kemal batının sömürücü güçlerine karşı savaş
vermektedir ve padişahlık sistemine… Lenin de emperyalist güçlere, onların
işbirlikçisi çar ve taraftarla mücadele etmektedir.
Bolşevikler bize Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızda silah ve para
yardımı yaparlar. Mustafa Kemal’in üstün strateji dehası 500 yıllık Ruslarla
dostluk köprüleri kurmamızı sağlar.
I. Dünya Savaşında yenilen devletlerin safında olmamıza karşı savaş
sonunda yıkılan bir imparatorluğun küllerinden yeni bir Türk Devleti Türkiye
Cumhuriyeti kurulur. Ulusal Kurtuluş Savaşı içinde yapılan doğu cephesi
savaşlarında Kars, Ardahan, Artvin illerimiz anayurdumuza ilhak edilir.
Savaşlar yıkım getirir. Ölüm, gözyaşı, acılar bırakır. Savaş kıyımdır,
yıkımdır. Savaşların uluslara tek katkısı, savaş sonunda kan dökülmesinin
durdurulması. Savaş tam tamlarını susması olmaktadır. İnsanlığın kısa süre de
olsa savaşın acılarıyla yüzleşmesi olmaktadır. Ne acıdır ki, insanlık savaşın
şokunu artırdıktan sonra yeniden daha çılgınca silahlanma yarışına girmekteler.
Er ya da geç insanlık savaşın vahşet olduğu bilincini yetesiye
içselleştirip barışa, dostluğa yatırım yapacaktır. Silahlanmaya ayrılan
kaynaklar toplumların refahı için harcama olgunluğuna erişilirse yaşlı
kıtamızda huzur, barış, bir arada güvenle yaşamak olanaklı olacaktır. Yaşasın barış.
Yaşasın halkların kardeşliği…