Tırtlar sofrası değil, kurtlar sofrası şiirine yanıt; saygılarımla...
Tırt*ıla bak Tırt*ıla
Kozadan yeni çıkmış, kendini kurt sanıyor
Ceylan avlayacakmış, bak şu cılız kırtıla*
Fikret yalağa düştü, ona içi yanıyor
Tırt değil kurduz diyor, tırt/ıla bak tırt/ıla
Maça çıkmış yaşlı kurt, ayakta duramıyor
Bir karış mesafeden kaleyi bulamıyor
Artık çeneye vurmuş, bol keseden sallıyor
Az doğrult kamburunu, sırtına bak sırtına.
Bel altına saldırmak ancak acizin işi
Ceylan eti sert olur, bak döker takma dişi
Gaz var diye yellenip, kaçırma alta çişi
Er meydanı sulayan hortuma bak hortuma.
Öpermiş mucuk mucuk, bak sen şu köftehora
El enseyi yiyince, hiç de gelemez zora
Ne işin var meydanda, otur evde huzurla
Al bir deste falın aç, kartına bak kartına.
Ringe çağırdım diye bana deli mi dedin
Huni hala tepende, sen aklını mı yedin
Madem oba çok geniş, yeri var her yiğidin
Yok kaldıramam dersen, derdine bak derdine.
Zarif Ceylan soy adım, içteki arslana bak
Etekte zil yakışmaz, kulağına küpe tak
Omuz yere değince, kendine de ağıt yak
Sinan nerde harman mış, yurduma bak yurduma.
Meydan er meydanıysa, Ceylan yerini aldı
Kul Mehmet, Sami, Fikret; üçü bir anda daldı
Kalem az sivrilince rakipler de çoğaldı
Tek başıma yeterim, orduma bak orduma.
Duy edebiyat evi, pehlivan havlu atmış
Meydanda yenilince kıspetini de satmış
Elin ovuşturanlar, köşe bucaktan bakmış
Ders alacam diyorsan yardıma koş yardıma.
Elbet bana onurdur ustayla güreş tutmak
Kimseleri kırmadan, güzelliklerle çatmak
Maksat güzide eve* biraz tebessüm katmak
Saygı ile indirdim, gardıma bak gardıma...
27-01-2020 Saat 01:30
Sami üstadın şiirini okuduktan 45 dakika sonra kaleme aldığım cevabı,
Elazığ Sivrice merkezli deprem vesilesi ile üç hafta sonra yayınlıyorum.
Sami Biberoğulları, Mehmet Fikret Ünalan ve Kul Mehmet üstadlara saygılarımla...
