KAİNATIN EFENDİSİ DEĞİLİZ

     Şöyle bir düşünelim.
     Tahmini bilimsel verilere göre insanlık tarihi ( Göbeklitepe kalıntılarından sonra) on iki bin yıllık bir geçmişe dayanıyor. Yine tahmini bilimsel verilere göre, bu zamana kadar yaşamış olan insan sayısı yirmi milyar civarında. Üstelik, sekiz milyarı şu an hayatta. Yoldan geçen yüz kişiye bir soralım. 

     Yaşantısıyla, düşünceleriyle, yarına dönelik ufkuyla ve empati kurarak karşısındakini anlamaya çalışacak yapısıyla hatırladığınız kaç insan var diye?

   Cevaplar; genel anlamda bir elin parmaklarının sayısını geçmeyecek rakamlarla ifade edilecektir. Gelen cevapların giydirildiği kimlikler ise, yakın akraba ve dostlarla sınırlı olursa şaşırmamak gerekir.
    Yirmi milyar insandan sadece üç-beş tanesi bu şekilde hatırlanıyorsa, insanların düşüncelerini
sorgulamaları gerekmiyor mu?
    Tamam, bir kenara bırakalım insan sayısını.
    Başka bir örnekle soru işaretlerini giderelim isterseniz.

    Dünyamıza en yakın yıldız bildiğiniz üzere güneşimiz. Güneç sistemimize en yakın yıldız takımı
Alfa Centuri yıldız kümesi. Tahmini bilimsel verilere göre 2.3 ışık yılı uzaklıkta. Çıplak gözle görülebiliyor elbette.
    Ama gördüğümüz ne? Yıldız kümesinin kendisi mi?
    Hayır! 2 yıl önce göndermiş olduğu ışık enerjisinin görüntüsü... Diğer yıldızlar da aynı.
 
    Yine matematiksel hesaplara dönelim. İçerisinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinde, tahmini bilimsel verilere göre 400 ila 600 milyar adet yıldız ve yıldız takımı var. Diğer ismiyle güneş de diyebiliriz. Bilinen evrende, tahmini bilimsel verilere göre 300 ila 500 milyar adet irili ufaklı Galaksi var. Her birinde, Samanyolu Galaksisinde bulunan sayı kadar yıldız... Yıldızlar, kütleleri ebatında yer çekimine ve yörüngeye sahiptir. Bunların gezegenleri, uyduları mutlaka olmalı. Yine tahmini bilimsel verilere göre bilinen gezegen sayısı
900 katrilyon X 450 katrilyon civarında.

   Şimdi sadede gelelim. 

   Henüz ikincisine ulaşmayı başaramadığımız 8 gezegenli bir güneş sisteminde bulunan dünyada yaşıyor ve
kendimizi hem vazgeçilmez, hem de kainatın efendisi sanıyoruz. Okyanusun dibindeki tek bir kum tanesi bile
bu devasa büyüklükteki evren için kocama kütle demek. Tanrı yarattığının her zaman arkasındadır. Ben kainatta düşünen canlı olarak yalnız olmadığımız kanaatindeyim. Artık olası gezegenlerde yaşama ihtimali bulunan canlıların hesabını siz yapın.
    Hiç kimse kainatın efendisi değil. Vazgeçilmez değil. Ömrü nasıl kullandığımız da sadece bizim tasarrufumuzda.

    Çünkü, ölmek için doğuyoruz. 
    
    Bu kadar kibir hakkımız bile değil.
( Kainatın Efendisi Değiliz. başlıklı yazı Sinan Ceylan tarafından 21.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.