Sanma Kâbe sert taştır, insan kalbi gibi taş
Sanma yüzü karanlık, kul gibi dağınık baş…
Özlerken şu divanda, dinmez ki döktüğüm yaş
Aşkın mabedidir dost, Kâbe’yi bilir misin?
Dönerim etrafında geçer art arda yıllar
Günahım hayra döner tenden çıkarır haller
Beni düne bağlayan görünmez olur çöller
Aşkın sıratıdır dost, Kâbe’yi bilir misin?
Kim ayak değmemiş ki, izine dokunurum
Dokundukça utanır, “Ben mi!” der düşünürüm!
Görmek diler temennim dualar okunurum
Aşkın biatidir dost, Kâbe’yi bilir misin?
Mevla’m misafir etmiş, “Kulum gel!” der ne lütuf
Yemek içmek ilahi bedenden ruha Araf!
Yıkılır zıtlar, benler, dosdoğru yön her taraf
Aşkın kanadıdır dost, Kâbe’yi bilir misin?
Dönmek samanyolunda hiçbir iz bırakmadan
Dönmek Anadolu’ya hiçbir yürek yıkmadan!
Sönersin hak yolunda, yaşamazsan akmadan
Aşkın sanatıdır dost, Kâbe’yi bilir misin?
Mermerine değdikçe alnım, kalbim ürperir
Nefes almadan sanki deryasında yüzdürür!
İbadet şevki sarar, kalp duayla süzdürür
Aşkın salatıdır dost, Kâbe’yi bilir misin?
Saffet Kuramaz