İKİ KİŞİLİK
Hatırlar mısın?
Ne tutkulu bir aşkla bağlıydık bir zamanlar
Sırrımız iki kişilikti
Bildiklerimiz, bilinmeyenlerimiz...
Hatta;
Birleştirirken ellerimizi, dudaklarımızı;
Gözümüzden akan bir damla yaş bile.
Baksak da ufka birimiz,
İkimizde aynı anda görürdük
Güzellikleri, çirkinlikleri...
İki kişilik gülerdi her birimiz.
Ve;
İki kişilik ağlardık hıçkırıklara boğularak.
İki kişilik konuşurduk yarınları
Dünlere; iki kişilik susardık.
Ansızın;
Ve hala anlam veremediğimdi!
Almış olduğun tek kişilik acımasız karar.
Koskoca bir maziyi
Ellerinle defn'ettin küçücük bir valize.
Bülbül gibi şakıyan sesin de buz gibiydi.
Kutupları eriten gözlerindeki ateş
Yanağındaki gamzeler de.
Bir an dalgalandı saçların tek kişilik
Ve yığılıverdi omuzlarının üzerine
Yorgun savaşçılar gibi.
Tek kişilik titredi göğüslerin sonkez,
Tek kişilik akıttın yaşlarını...
Yüreğimdeki koru ateşlercesine
İçimdeki çocuğu öldürürcesine.
Ben sustum !
Ben küstüm !
Ve;
Sen tek kişilik geçerken mazinin üzerinden
Çiğnerken papatyalarımı;
İki kişilik baktım arkandan.
Sen uçtun gittin tek kişilik bir kuş kanadında
Ben düştüm iki kişilik...
Zaman acımasız ve gaddar !
Geçirdim birkaç bin yıl beynime hasreti perçinleyerek.
Savaşlar yaşadı yaralı yüreğim
Depremler, baskınlar, yangınlar...
Sevdiklerimi yitirdim
Acılarımla avundum
Ak bilmeden yaşlandım, yoruldum.
Bedenim, zafiyeti tanıştırdı direncime.
Ve romatizma, siyatik, müdavimi oldu ayaklarımın.
Ülser...
Belki yarında kanser.!
Çok güneşler doğurttum karanlıklara
Ayı, yıldızları da batırdım.
Tek başına baktım anlayamadıklarıma
Ama,
İki kişilik hissettim anladıklarımı.
Yine güneş doğuyor karanlık sabahıma
Hava serin ve sisli, bilincim gibi.
Milyon sene oldu gülüm,
Dalımdan kendini koparalı.
Cismin hep uzaktı
Gamzeni cömertçe yüzüne seren gülüşün
Sıcak nefesin, kadife sesin...
Ben iki kişilik gördüm rüyalarımı da.
Nefesimi,
Bir kendim için çektim ciğerlerime
Bir senin için.
Şimdi; iki kişilik üşüyorum
Hasret rüzgarının titreten cereyanında
Gönül rahatlığıyla.
Takat;
İki kişilik çekiliyor dizlerimden yukarıya.
Ve nutkum;
İki kişilik düğümleniyor boğazımda.
Nefesler;
iki kişilik terk ediyor bedenimi.
O gün,
Bu gün olsa gerek.
Bilmiyorum ?
Kaçıncı son şiirim sana
Yine nefretten yoksun duygularla yazdığım.
Dizelerim mazlum ve mağlup
Kalemim ölesiye takatsiz.
İki kişilik sevgim eşliğinde
Sonsuza gidiyorum.
En samimi tebessümlerle
Gücenmeden, gocunmadan, pişmanlık kalıntısı taşımadan...
İki kişilik hoşça kal sevdiğim.
Bu sana iki kişilik elveda.