Bir derviş hırkasıyla kalbim
azgın şelâle
Testiye dolar gibi bu
yarınsız sevdalar
Kendime yoldaş olup giderim
hep hilâle
Saksıda solar gibi bu
yarınsız sevdalar.
İçim içime sığmaz kaynar
volkanın közü
Renkli sıva aldattı meğer
aynıymış özü
Duvarlar yıkılmıyor silmeden
kötü sözü
Kapımı çalar gibi bu yarınsız
sevdalar.
Ömrümü ele verdim sebil çeşme
başında
Nerden aklıma esti bilmem yar
kaç yaşında
Gözler takılı kaldı beyaz
mezar taşında
Saçımı yolar gibi bu yarınsız
sevdalar.
Bir vuslat umuduyla emekleyip
gelmiştim
Her nefes alışımda can içre
can bilmiştim
Ferhat’a özenerek tüm dağları
delmiştim
Firkate salar gibi bu
yarınsız sevdalar.
Kışa
zaman var deme tuğla misali sökül
Hayal süsleyen hayat küçücük
bir avuç kül
Ey gönlümün ırmağı delta
yapmadan dökül
Ummana dalar gibi bu yarınsız
sevdalar.
19.11.2017
Ahmet Çelik