sevinç Çokum;Türk edebiyatının sesiz ve derin ve hanım efendi bir yazarı.Popülerlikden uzak.Belki az tanınmış,ama okurların bir gün yolunun O nun istasyonunadan geçeceği değerli bir kıymet.
Öğrencilik yıllarımda;hisar derğisini okurken o nun hikayeleriyle tanışmışdım.EĞİK AĞAÇLAR, ardından üretken bir yazarlık serüveni ronamlar , tarihi romanlararıyla hep kendini yeniledi.
İlk yazılarının yayınlandığı yıllarda Makina adlı romanının ismi üzerinde tartışmalar vardı.
Hisar derğisi sahibi ve yazarı Mehmet Çınarlı Roman'ın isminin Makina olmamasını istiyordu. O zamanlar Fikrimin İnce gülü romanı popülerdi ve bunun gibi bir isim olasını istiyordu.Makinanın ruhu yokdu.
Zamanla kendi yazdıklarını özgürce kullandı.Kendi ayakları üzerinde durmayı öğrendi.
Selim İleri''yle yapılan bir röportajda Varlık''da bir hikayem olacak sözü geçince nerden nereye geldik dedim ;12 eylül bazı kalıpları kırdı.Aslında bu kalıpların kırılması Varşova paktının çöküşü ile başlar.
Şimdi Seviç çokum''un romanlarına bakalım ve o nun sözlerini sizlerle paylaşalım,o nun istasyonuna uğramayı ihmal etmeyin,


TREN BURDAN GEÇMİYOR


Sevinç Çokum, Ötüken, İstanbul, 2007, 286 s.


“Tren Burdan Geçmiyor”, Sevinç Çokum’un önceki üç romanı “Karanlığa Direnen Yıldız”, “Deli Zamanlar” ve “Gece Rüzgârları”nın adeta devamı. İlk ikisi 27 Mayıs ve sonrası 60’lı yıllarda geçer. Aynı apartmanı paylaştıkları halde birbirlerine uzak düşmüş insanlar özelinden toplumdaki yeniden bütünleşme çabalarını anlatır. “Gece Rüzgârları”nda Özal’la simgeleşen 80’li yıllara el atılır. İdeoloji kavgalarının yerini bencillik ve çıkar almıştır artık. “Tren Burdan Geçmiyor” 1994 yılında başlar, olabildiğince “özelleşme”nin yarattığı düşüklüğe dikkat çeker.



"Sözlerim"


Umut bir dağ çiçeği olsa da, dağa tırman ve onu bul!


Ey ağaç senin sabrın bende olsaydı, başım göğe ererdi.

Hayat paylaşmaktır. Fakat çok az şey paylaşılır. Bir de asla paylaşılmaması gerekenler vardır.

İnsan en sevdiği yaratığa ve nesneye karşı bile samimi değil!


Dünya insan tarafını çoktan bıraktı.

Öteki yaratılmışların da meslekleri var. Karınca zahireci, kırlangıç, leylek, saka ve serçe mimar, çekirge müzisyen, sümüklüböcek tezhip ve hat sanatçısı,mürekkep balığı ebrucu, ağaçkakan tahta oymacı, istiridye ve midye yazar, yunus akrobat, penguen revü yıldızı, ateşböceği gece bekçisi, örümcek terzi ...

Sabun köpüğünden balon yaptınsa görmüşsündür,renkler iç içedir, kaygandır, bir yerde durmaz ve sürekli yer değiştirir.Bize acı veren şeyler de öyle.

Hayatı yeni baştan düşünmeliyiz.

Suskun acısı insanın gülümsemek kadar güzeldir.

Boşuna çırpındınız yetişmek için kavgaya.... Bilet kalmadı.

Böyle gülmeseydi ilkyaz, böyle ağlamasaydı çocuk..

Aşk... Onu biz süsleriz. En yüce yerlere taşırız, boyarız, nakışlarız. Sonra da kendimiz sökeriz süslerini, kendimiz karalarız üstünü, kendi elimizle indiririz yere

( Seviç Çokum ,tren Buradan Geçmiyor ,sözlerim başlıklı yazı M.Filizman tarafından 1/10/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.