İnsanın kendi arzusu için olanı ve bu arzusu için insanları kışkırtması yanlış yola yanlışa sürüklemesini bu referanduma giden süreçte “Hayır” diyenlerin, kışkırtan yanlışa sürükleyen demeçlerini duymuyor değiliz. İşte bunu duyan Karagözümüzü yine sabahın erken vaktinde, Hacivat’ın kapısını alacaklı gibi çalmaya başlar. Derin uykusunda yatan Hacivat, bu gürültü ile yatağından korku içinde sıçrayarak uyanır. Şaşkın şaşkın etrafına bakar. Yataktan doğrularak bir nefes alır kendine gelir. O anda gerçeği anlar. Kızgın bir ifade ile pencereye çıkar.
-Bre Karagözüm, sabahın köründe, yine alacaklı gibi kapıyı neden çalarsın? Beni derin soluksuz uykumdan avare edersin, korkuya salarsın?
-Gel Hacivat’ım gel, sana haberlerim var.
-Seferberlik mi var?
-Yok Hacivat’ım, haberlerim var.
Hacivat bir solukta Karagözün yanına varır. Karagöz heyecanlı heyecanlı…
-Duydun mu referandumdan sonra, lokantalar muhtarlıklar bilumum eğlence ihtiyaç merkezleri kapatılacakmış?
-Neden yakılacakmış karagözüm neden?
-Ne yakılması Hacivat’ım, kapatılacakmış, faaliyetlerine son verilecekmiş.
-Neden kimse gelmeyecekmiş, boykot mu var?
-Kapatılacakmışşşşş…
Hacivat gülerek
-Bunu sana hangi akılsız söyledi, sende inandın ve bana yetiştirmek için, sabahın köründe geldin öylemi?
-Ana muhalefet söylüyor, hem de bangır bangır, bir sen duymadın galiba.
-Neyini duyacağım onca yalanımı duyacağım?
-Yalan mı?
-Başka ne olabilir Karagözüm, sen nasıl inanıyorsun böyle bir yalana, şaştım doğrusu!
Karagöz kem küm ederek…
-Yok inanmadım da, tabi ki güldüm senin de gülmen için, haber vermeye geldim.
-Zaten ben haftalardır gülüyorum.
-Ne sen duydun mu Hacivat’ım yani?
-Elbette karagözüm, sağır sultan da duydu oda hala gülüyor. Hem böyle yerler Cumhurbaşkanını izni ile açılmıyor ki, belediyeler var onlar açtırıyor denetliyor, Cumhurbaşkanı’nın başka işi yokta, bununla mı uğraşacak?
-Birde kadınların hakları ellerinde alınacak diye bildiri dağıtıyorlar, haklarınız elinizden gitmesin diye “hayır” oyu verin diyorlar.
-Şimdi Karagözüm, bu referandum anayasa değişikliği için değil mi, kadın hakları ile ne lakası var? Planlı arzuları istekleri artık olmayacak diye, artık kime ne söyleyeceklerini şaşırdılar. Farkındaysan bu tip insanların arzuları, hiçbir zaman tatmin ile tatmin olmaz, her şeyin kendisinin ve kendisine hizmet etmesini ister, işte tüm acılarımda bu yüzdendir ki, ne yaptıklarından habersiz şaşkınlık panik içinde insanları yanlış yola sevk ediyorlar. Abartılı arzularına artık erişemeyeceklerde ondan böyle saçmalıyorlar Karagözüm.
-Yani Hacivat’ım, arzu bilinç dışında insanı sararsa, onu tatmin edecek buna son verdirecek bir nesne ya da fren bulunmaz mı diyorsun?
-Aynen böyle söyledim Karagözüm, lakin şaşırdım, ben leblebi demeden sen çorumu nasıl anladın? Sende büyük bir gelişme bilgi birikimi varmış, ben habersizmişim karagözüm.
-Bu arzular kişinin kendi çıkarına olunca, bilinç merkezi dışında olunca, söylenmek ve ulaşılmak istenilende toplumun yararına olmayınca, ihtiyaç hâsıl olmayınca, aklın sınırları içinde bir karşılığını bulamayınca, böyle saldırgan taraflı olmayan başkalarının çıkarına, yalan söylemeye doğru iter. Şimdi kendini boş olana inandıranı, gerçek olanla uyandırmak ta pek mümkün değildir, lakin 16 Nisanda bu mümkün olacaktır milletin ”evet” oyları ile.
-Nasıl?
-İnsan bu zayıf bir değeri olmayanın peşinde bu önceki anayasa ile zayıfta olsa bir ihtimal ışığını görürken, birden bu ışığın kararması tüm yolların kapanması gerçeği ile karşılaşacağının korkusu ile kendi zayıflığını, şişme bot yelek giyinerek saklayanların zayıflığı ortaya çıkacaktır.
-Yani, masalsı olmayan bu düşlerinin sahteliği ile karşı karşıya mı kalacaklar diyorsun?
-Evet Karagözüm, yine iyi anladın.
-Yıllardır maske takarak şirin görünmeye çalışanlarında maskesi düşmüş olacak Karagözüm, inan bana, inan bu millete sen.
-Kapattık perdeyi eylemedik viran, Kul Mehmet’in kusuru varsa af ola, devamı derseniz hele bir yarın ola.
Mehmet Aluç/Kul Mehmet
.jpg)