İnsanlığın Kayıp Dili;
Bugüne değin hangi eserler bir köşede unutulmuş?hangi yazar, hangi beste,paylaşılmadan yok olmuş?Yada bir sansüre uğramış?
Belki okuduklarımızdan çok bizlere ulaşmayan eserler dünyamızı değiştirecekdi.
Eski mısır medeniyetinde çok sayıda kütüphane olduğunu ve bu eserlerin yandığını üzülerek okuyoruz.
Dünyanın en eski medeniyetlerinden biri olan Mayalardan sadece kalıntılar kalmış birde Maya takvimi hala güncel,sıırını çözmeye çalışıyoruz. Kıyametin ne zaman kopacağına dair, onların nasıl yaşadıklarını niçin ülkelerini terk ettiklerini bilmiyoruz. Lakin tarih araştırmacıları kaybolan medeniyetlerinin izinin sürülmesinden asla vaz geçmiyor.
Yine Sümerler,Hititler araştırmaya değer medeniyetler,Sümerlerin kaybolan bir kitabını söylüyor Sümereologlar nerde ve nasıl bulunacak?

Orta asya'daki beyaz piramitlerin esrarı hala sır.Çin'in bu bölgeye uyguladığı yasağın kalkmasını bekliyoruz.

YUNUS emre olmasa onun izinden giden şairlerin şiiri unutulacaktı.. Ama onların ismini bilmiyoruz,bu tür yazılan şiirlerin hepsini Yunus Emre'ye ait olduğunu zannediyoruz.
Şekspir adına yazılan yazıların tamamı Onun mu?Bu konuda İngiliz edebiyatcıları çalışmalar yapmakda. Ama o na mal edilmesyedi bazı eserler bir köşede unutulcakdı.
Kemal Tahir`in Yorgun savaşcısının tv filmi yıllarca saklandı izleyicisinden.Bir Şüküfe Nihal edebiyatımızın, yalnız ve unutulmaya mahküm yazarıydı,belki de en trajik olanı Uğur Mumcu daha kitabını yayınlamdan bir teröre kurban gitti. Yazacaklanı bilseydik belki yakın tarihin nasıl değiştiğini görecektik ama olmadı.
Bu gün medyada reyting adına çok değerli yazarlar yazdıkları okuyucuya ulaşmadan değerlendirilemiyor. Kütüphanelerin tozlu raflarında nice eserler unutulmuş meraklılarını bekliyor,
bir gün meraklısına ulaşmak güncelleşmek istiyor.
Tv nin en gözde proğramcısı Beyza güdücü tv de önce spiker sonra gezi proğramları yapıyordu. Ama şimdi O nu bu etkinliklerde göremiyoruz.
Fatih Altaylı her zaman makalesini altına ne zaman adam oluruz diye sorar; sonrada kendi görüşünü farklı konularda yorumlardı bende ne zaman adam oluruz sorusuna hak eden bilgi ve kültürüne değer verilen takdir edildiği zaman diyorum.
sizleri Beyza Güdücü`nün insanlığın kayıp dili adlı makalesine yolculuk yapmanızı istiyorum.

İnsanlığın kayıp dili ;


Rivayete göre, dünyadaki tüm insanlar çok eskiden, aynı dili konuşurlarmış. Kitab-ı Mukaddes´e göre, Yaradan´ın insanlara verdiği en büyük nimetlerden biridir konuşmak ve başlangıçta bütün dünyanın ´dili bir, sözü bir´di. Ancak insanlar, gökyüzüne ulaşsın diye Babil Kulesi´ni yapmaya kalkışınca, Rab insanların dillerini böldü ve o zamandan beri insanların birbirini anlamasına engel, binlerce dil çıktı ortaya. Yaradan´ın insanların ortak dilini 72´ye böldüğü söylenir, birçok dile yerleşmiş, ´yetmiş iki millet´ deyimi, Babil´e dayanır velhasıl. İlk yazının da yine Babil şehrinin toprakları Mezopotamya´da M.Ö. 4000´li yıllarda ortaya çıktığına bakılırsa, işgal altında olanın Irak toprakları değil, Yaradan´ın dilleri ayırdığı coğrafya olduğunu da düşünebiliriz. Anlaşmazlık, binlerce yıl öncesine dayanıyor belki de. İnsanlığın kayıp ortak dilinin yerini, Mezopotamya´nın Babil´inde ve tüm dünyada İngilizce alabilecek mi, zaman gösterecek.


Dünyaca ünlü sanatçı Mel Gibson da, belki unutulan bir dili diriltme hayalinin peşinden koşarak, Hz.İsa´nın Çilesi, Tutku adlı filmi, İngilizce yerine, Aramca ve Latince olarak çekmişti birkaç yıl önce. Gibson´ın 14 Kasım 2005´te çekimlerine başlayacağı yeni filminin adı ise, Apocalypto, Yunanca´dan çevirisiyle, ´Yeni Başlangıç´. Filmin adı Yunanca olsa da, Gibson yine insanlığın artık konuşmadığı, kayıp bir dilin ardına düşüyor ve yaklaşık 500 yıl öncesinin Orta ve Güney Amerika halkı Mayalıların öyküsünü anlatacak bu kez. Maya dili lehçelerinden biri olan Yucatec´in konuşulacağı filmde, sinema tecrübesi olmayan Meksikalılar rol alacak. Film eleştirmenlerine göre, Gibson´ın Yucatec dilinde çekilecek yeni filmi de, tıpkı Aramca ve Latince konuşulan Tutku gibi, İngilizce konuşulmadığı için Oscar alamayacak. Ama Mel Gibson, kayıp dillerin izini sürmeye devam ediyor ve hiçbir eleştiriyi umursamıyor. Bir anlamda, kendi ´Esperanto´sunu oluşturuyor, kendi Babil´ini yeniden inşa ediyor.
( İnsanlığın Kayıp Dili başlıklı yazı M.Filizman tarafından 27.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.