* Rahmani şeyleri akıllı; şeytani şeyleri ise zekiler üretir çoğunlukla. Akıla vicdan, zekaya ise ego refakat eder çünkü.
*Akıl ve vicdan sahibimi ; yoksa zeka, nefis ve ego üçlüsü mü?
*Bir konu hakkında iddianızı başkasının sözleriyle değil ; şahsi fikirlerinizle desteklemeniz okura değişik kapılar açar.
*Karşınızda kendisini çok kültürlü sanan ve de cahil olanlarla asla tartışmayınız.
*Sevgi, şefkat ve merhamet gösterildiğinde bunu tefrik edemiyerek başka kanallara çekmek ; hata ve günahlara davetiyedir.
*Herkesin bir hayatı ve özel inşa ettiği hapishanesi vardır. İstediği zaman girer istediğinde çıkar yaşar. Kimseye gardiyan olmanın gereği yoktur.
*Cazibeli ve çekici olmak güzelliğe bağlı değildir.
*Güzellik, çirkinlik... gibi görselliğe dayalı kavramlar görecelidir. Kişiye göre değişir. Asıl ve kalıcı olan şahsiyettir.
*Çiftlik sahibi iseniz öküzünü de , ineğinize de; tarlanıza da bakmak zorundasınız. Hemde şükrederek !
*Güven tesis edilemeyen ilişkiler uzun sürmez.
*Günümüzde merhametli ve şefkatli olmak artık risk taşımaktadır.
*Merhametin miadı dolmuştur. Kullanmayınız.
*Eylül ya ; tam zamanı işte hüzünle sevişmenin.
*Gönlüne aldığı misafire iyi bakmalı insan.
*Rica, ısrar ve zorla yerine getirilen isteklerin bir ederi yoktur.
*Verilen sözler tutulmazsa gözden gönülden düşmek kaçınılmazdır.
* İpi gevşetin ama ucunu asla kaçırmayın. Bu çocuklarımızın şahsi gelişmelerine, özgüven duymalarına ve başarılı olmalarına büyük katkı sağlayacaktır.
*İnsan sevmediğini kaybetmekten korkmaz. Çünkü kaybedeceği birşey yoktur. Ama sevdiklerinize sımsıkı sarılın.
*Sevmediğinizden değil sevdiğinizden korkun.
*Karşınızdakini vesveselerde bırakmayınız.
*Nerede fren yapacağını bilmeli insan.
*Herkes maskeli değildir. Ama illa vardır diye insanların yüzüne dalarsanız sadece tenini yırtarsanız. Canı yananda bu defa sizi tekmeler.
*Günlük uğraşlarımızda hep yararlara tutsak yaşadığımızdan ; değerli ve güzel şeyleri görmekten mahrumuz.