Ne bir iz bırakır ne de hoş seda,

Nemli duvarlarda sessiz heceler.

Ederken çaresiz, umuda veda,

Sarmalar ruhumu kara geceler.

 

Kahverengi gözler, hülyalı bakış,

Buz kesmiş gönlüme ılık bir akış;

Hayal mi gerçek mi, belli belirsiz,

Gül yüzlü gergefe işlenmiş nakış.

 

Silinmez bir sahne: savrulan teller,

Arsızca buseler konduran yeller!

Tutup tutmamakta kararsız gibi,

Ürkekçe uzanmış, titreyen eller.

 

Bilirim seslensem, duyulmaz sözüm,

Boşluğa takılıp kalmakta gözüm,

Vuslat mı; kim bilir, belki, derim de,

Sükût zindanında bulurum çözüm.

( Sükut Zindanı başlıklı yazı halisi tarafından 30.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.