Deneme / Mizah Denemeleri

Eklenme Tarihi : 18.10.2016
Okunma Sayısı : 14445
Yorum Sayısı : 12
Günün Yazısı

Bu Yazı 19.10.2016 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.




Tam  on  kıta şiir  yazıyorum  ve o  şiirime  gelen  yorumlardan biri  şu:

Akıcı anlatımı ve kurgusuyla güzel bir dize okudum.
GÖNÜL DOSTLUĞU HAKKINDA YAZILAN ŞİİRİ KEYİFLE OKUDUM.

Kutlu dileklerimle.
Çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…


‘’Aaaaa  benim  şiirime  de  aynı  yorum  yazılmıştı’’  Dediğinizden  adımın  Sami  olduğu  kadar  eminim)))))))

Evet  adımdan  eminim.  Pek  çoğunuzun  şiirine  aynı  yorumun  yazıldığından,  daha  doğrusu  kopyalanıp  yapıştırıldığından  da  eminim  ama  şimdi  emin  olamadığım  bir  şey  var:  Ben  on  kıta  yani  toplamda  kırk  dize  mi  yazdım  yoksa  tek  bir  dize  miydi  tüm  yazdıklarım?


Yahu  hakikaten  dize ne? Aman  Allah’ım yoksa  ben  farkında  olmayarak bir  sürü  laf  ettiğim  halde  ve  ettiğim  lafların  toplamda  kırk  dize  olduğunu  sanırken  sadece  bir  dize  mi  yazmışım?

Hımmm  biraz  daha  çalışmam  gerekiyor  demek  ki.  Ama  öte  taraftan  yine  de  takdir  edilmişim.  Öyle  ya  sayın  eleştirmen  o  bir  tek  dizede  anlatımımı  akıcı ve  kurgumu  güzel  bulmuş.  Dize  sayısını  da  biraz  çoğaltırsak   bayağı  bayağı  şiir  yazmış  olacağız.

Mesela  40  kıta  bir  dize  ederse  demek  ki  kırk  dizelik  bir  şiir  yazmam  için  40x40=  3600  kıtalık  bir  şiir  yazmam  gerekiyor.  Eh  o  kadar  da  zor  değil  aslında.

Ve  en  güzeli de  aşırmasyon  şiirleri  hicveden  bir  şiirde  değerli  eleştirmenimizin  gönül  dostluğu  hakkında  bir  şeyler  bulup  keyifle  okuması (!)

****************************************************************

Evet  efendim.  Bu  girizgahtan  sonra  ana  konumuza  geçelim:  Yani  şiir  eleştirileri… 

Sitedeki  şiir  bölümünde  ne  diyor: 
‘’Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?’’

Kim  istemez  ki? Hele  de  ben  bayılırım  düşüncelerimi  diğer  okuyucularla  paylaşmaya.

Bayılırım  derken  öyle  kendi  isteğim  ile  bayılmam. 

‘’Arkadaşım !  Bu  şiirinin  falanca   dizesinde  hece  sayısı  eksik  ya da  fazla  olmuş.  Bak  şu  mısralarda  da  kafiyeyi  tutturamamışsın. Arkadaşım !  Redif,  kafiye  değildir.  Serbest  şiir aklına  her  geleni  yazmak  değildir.  Şiirde  bir  bütünlük  olmalıdır.  Anlaşılır  olmalıdır  şiir’’  Gibilerden  yorumlar  yazarım  bazen.  Eh sen  misin  böyle  yazan  en  hafif  ifadeyle  ‘’He  sen  çok  biliyon ‘’  şeklinde,  orta  ağır  bir  ifadeyle  ‘’ Ukala,  kendini  beğenmiş’’  olarak  ve  9 şiddetinde  bir  depremle  karışık  ‘’  Ulan  sen  kimsin?  Ben  şiir  diye  seni  sı.arım’ şeklinde  salvolarla  bayılmış  olurum.

Peki  yaptığınız  yorumdan  sonra  bayılmamak  için  ne  yapmak  lazım? 

Bence  -  biraz  zahmetli  de  olsa-  şiir  eleştirisi  yapacağımıza  şiir  tahlili  yapsak  ha.  Ne  dersiniz?

O  halde  gelin  başka  arkadaşların  değil  doğrudan  doğruya  kendi  şiirlerimden  birini  ele  alarak  bir  şiir  tahlili  nasıl  yapılır  onu  anlatmaya  çalışayım.

Şiirin  tamamı  oldukça  uzun  olduğundan  sadece  bir kısmını  alıyorum.

LÜKRESYA

Sen miydin kargalar teşrik-i mesaiye başlamadan gelen?
Omurilik soğanımı tarlaya göm ki bitmeden yesin doğanlar.
Her şey zıvanadan çıktı Lükresya



Lahuti karanlıklar içinde yankılanırken ayın doğum sancıları.
Geldi çattı yine vakt-i kerahet.
Amipler feryat figan, terliksiler zikirde.
Maydanozlar boynun büktü Lükresya.

Derlerdi ki ‘’kefenin cebi olmaz.’’
Neden suda boğulmaz hiç balıklar…
Varsın bu sefer de üç nokta olsun soru işareti yerine.
Yakındır Deccal’ın gelmesi nasılsa. 
Terzi gömlekleri dikti Lükresya.

ŞİİR  TAHLİLİ:

ŞİİRİN BİÇİM  YÖNÜNEDEN  İNCELENMESİ:

Sizler  ‘’Biçim’’ mi  ‘’ Biçem’’  mi  tartışması  yaparken  hemen  başlayalım  şiiri  tahlil  etmeye. Bakalım  kanında  şeker,  idrarında  üre,  böbreklerde  taş var  mı?

A)  ÖLÇÜSÜ: Şiir  görüldüğü  gibi  on  birli  hece  ölçüsüyle  yazılmış.  Şair, ara  sıra ölçüsüzlük,  edepsizlik   ve  seviye  düşüklüğü  sapıklığına  duhul  eylemiş  olsa  da bu  şirin  durakları vardır ve o  duraklar : Kadıköy,  Haydarpaşa,  Göztepe,  Yenisahra, Batı Ataşehir ,  Soyak - Yenişehir  olarak  sıralanmıştır. 

Redif  derseniz  Hak  getire.  Hak  da  getirir  mi  bilinmez  elbet.  Hüda’nın  hikmetinden  sual  olunmaz.

Ayrıca  redif  dediğin  şeyin  şiirde  ne  işi  var?  Redif  dediğin  kışlanın  önünde  olur.  Aynen  şöyle:

Kışlanın  önünde  REDİF sesi  var.
Açın  çantasını,  bakın  nesi  var.
Bir  çift  postal  ile,  bir  de  fesi var.
Ano  Yemendir,
Gülü  çemendir
Giden  gelmiyor,
Acep  nedendir.

Yani   şiirde  redif  olmaz  esasında.  Redif,  kışlanın  önünde  olur.  İçine  bile  girmez.

B) NAZIM ŞEKLİ: Nazım  şekli  olarak  çok  nazlı  bir  şekli  olduğunu  söyleyebiliriz. Çok  nahiftir. Yüzüne  üfürseniz  anında  nevazil  kapar.  O  bakımdan  lütfen  sevin  ama  öpmeyin.

C) NAZIM  BİRİMİ: Şiirin  nazım  birimi  ‘’ Nihansın  dideden  ey  Mest-i  NAZIM  ‘’ birimidir.  Bu  birimde oldukça  faideli  hizmetler  verilmekte  olup  kısaca  NAB olarak  bilinir  bu  birim.

D) BİRİM  SAYISI: Bu  birim  pek  çok  alt  birimlere  ayrılmıştır  tabii  ki. Mesela  ‘’ Yüreğine  Sağlık’’ Birimi,  ‘’ Kalemin  Susmasın’’  Birimi,  ‘’Tebrikler’’  Birimi, ‘’ Çok beğendim’’ Birimi  gibi.  Bu  birimler  içinde  en  tehlikelisi  ‘’  Yüreğinden  öptüm’’  Birimi  olup insanlar  hakkında  iyi  niyet  beslemedikleri  gün  gibi  aşikardır. Zira  bir  insanın  yüreğinden  öpmek  için  göğüs  kafesini  yarmanız  gerekir  her şeyden  önce. ‘’Yüreğine  sağlık’’  Birimi  ise  iyi  niyetlidir.  En  azından  sizin  kalp  sağlığınız  için  duacıdırlar.

Ç) UYAK  DÜZENİ:  Efendim,  uyak düzeni  şu  şekildedir:

-----a
-----be
-----ce
-----de
-----e
-----fe
-----ge
-----Yumuşak  ge
-----he
-----ı
-----i
-----je
-----ke     

Görüldüğü  üzere  bu  şiirde  çeyrek,  yarım,  tam,  Cumhuriyet,  Reşat,  Hamit olmak  üzere  kafiyenin  bütün  çeşitleri  kullanılmıştır.

D)  SÖZ  SANATLARI:

‘’Sen miydin kargalar teşrik-i mesaiye başlamadan gelen?’’ Mısraında  şair  aslında  gelenin  kim  olduğunu  biliyor.  Öyle  ya  şair  kör  değil.  Koskoca  Lükresya’yı  görmüyor  mu  inek? Ama  mahsustan  bilmezlikten  geliyor fakat tabi  ki  yemiyoruz  bu numarasını ve  anlıyoruz  ki   bu dizede  Cühela-i  Ârifân san’atı  var.

‘’ Omurilik soğanımı tarlaya göm ki bitmeden yesin doğanlar’’ Mısraında  ise  şairimiz  Cevriye  yapmış.  Bitmeden  yesin  doğanlar?’’  Doğan  hem  bir    yırtıcı  kuştur,  hem  de  yeni  doğan  çocuk  anlamımda  kullanılmıştır.  Bir  kelimeyi  iki değişik  manada  kullanmaya  Cevriye  denir.

‘’ Lahuti karanlıklar içinde yankılanırken ayın doğum sancıları’’  Mısraında  ise  Cehaletü’n  Zırva  San’atını  görmekteyiz.  Ay  hiç  doğum  sancısı  çeker  mi deyno?

‘’Geldi çattı yine vakt-i kerahet.’’  Burada  tesbih  sanatı  var. Zira  ‘’Kerahet  vaktinde  vakit  namazı  kılınmaz  ama  tesbih  çekmekte  bir  mahsur  yoktur’’ denmek  istenmiş.

‘’ Amipler feryat figan, terliksiler zikirde.
Maydanozlar boynun büktü Lükresya’’    Kesinlikle  sürrealizm  var.  Aksini  iddia  edeni  vururum

‘’ Yakındır Deccal’ın gelmesi nasılsa. ‘’   Burada  ise  kehanet  san’atını  görmekteyiz  ki  buna  ‘’  Müneccim  parmağı  yemek ‘’ de denir.

 ŞİİRİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Bu  şiiri  iç-erik  yönünden  incelemek  için  önce  erik  çeşitlerini  bilmemiz  lazım.  Öyle  ya  hangi  eriğin  içi  yönünden  inceleyeceğiz  değil  mi?

O  halde  sayalım  erik  çeşitlerini  1- Can  Erik 2- Papaz Eriği  3- Mürdüm Eriği    4- Malta  eriği  5- Crimson Glo 6- Obilnaja  7- Red  Beauty  8- Black  Star  9- Quens  Rosa  10- Fortune  11-  Diamond  12-  Autumn Giant  13- Ttracy  Sun  14- Friar  15- Angeleno.

Daha  bir  sürü  erik  var.  Yukarıdaki  şiir  dikkat  edilecek  olursa  papazvari  bir  özellik  taşımaktadır.  O  halde  iç-erik  yönünden  zengin  c  vitaminine  sahip,  antioksidan  özelliği  ile  sağlık  açısından  oldukça  faideli  papaz  eriğidir  bu  şiir.  Ayrıca  papaz  eriğinin  rakıcıların  en  sevdikleri  mezelerden  biri  olduğunu  da  göz  ardı  etmemek  lazım  bu  şiiri  tahlil  ederken.

Nitekim  şiiri  derinlemesine  irdeleyecek  olursak  şairin  bunu  ayık  kafayla  yazmadığı  kesin  bir  gerçek  olarak  karşımıza  çıkmaktadır.

ŞİİRİN  ANLAM  AÇIKLAMASI:

Şiirin  elbette  bir  anlamı var  ille  velakin  ‘’Mani  oluyor  halimi  takrire  hicabım’’ 

Yine  de  şairin  bu  şiirde  anlamsızlığın  anlamını  bizlere  oldukça  anlamlı  bir  şekilde  duyumsattığının  sanrılarını  oldukça  poligrafik   ve  pornografik  bir  şekilde  aktardığının  varsayımsalı  ile  devinim  yapma  imkanını  buluyoruz.

Peki  şiir  bize  ne  anlatıyor?  Yani  Şair  bu  şiirinde  ne  demek  istemiştir:

Şair  bu  şiirinde  kısaca

We are the world, we are the children 
We are the ones who make a brighter day 
So let's start giving 
There's a choice we're making 
We're saving our own lives 
It's true, we'll make a better day, just you and me 

Yani:

Hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye 
Yaşamak dururken bu kavga ne diye 
Dağlar oy oy yollar oy oy 
Dağlar oy oy yollar oy oy 
Kardeş oy oy

Demek  istemiştir.


ŞİİRİN  TEMASI

Her  ne  kadar  şair  hakkında  mobbing  davası  açılmış  ise  de ( Yani  taciz  davası)  Zavallının  hiç  kimseye en  ufak  bir  teması  olmamıştır. Bizzat  ben  şahidim. ‘’ Bu  herif  benim  kalçalarımı elledi?’’  Diye  şairimiz  hakkında  mobbing  davası  açan  kadına  sormak  lazım.  O  kalçalar  ellenmez  de  ne  yapılır?  Hal  böyleyken  zavallı  şairimiz  nefsini  ayaklarının  altına  almış  ve  hiç  bir  teması  söz  konusu  olmamıştır.  Lütfen  boyalı  basının  yalan  ve  aspargas  haberlerine  kulak  asmayın.  Ekmek  musaf  çarpsın  ki  şairimiz  masumdur.  Bir  temas  kesinlikle  söz  konusu  değildir.

METİN  VE  ZİHNİYET:

Metini  iyi  tanırım.  Herifin  zihniyeti  fena  halde  bozuktur.  O bakımdan  belediye  başkanlığı  seçimlerinde  sakın  oy  filan  vermeyin  gavata.  Bunun  babası  da  böyleydi.  Herif  ‘’ Ben  seçilirsem  şehrimize  Deniz  getireceğim’’  dedi.  Biz  de  oyları  ona  verdik, herif  seçildi.  Sonra  ne  oldu?  Gitti  Denizli’den  Deniz  adında  bir hatun  getirdi.  Ondan  sonra  al  takke  ver  külah  bu  Deniz’le…

Oğlu  Metin  de  babasının kopyası  ‘’ Oylarınızı  bana  verin  ağzınızın içine  tuvalet  yaptıracağım’’  Demesinden  belli  herifin  zihniyeti.

Kısaca  Metin  denen  herifte  zihniyet  denen  şey nanay.  Aman  gözünüzü  seveyim.  Oy  moy  vermeyin  o  herife.

ŞİİR  VE GELENEK:

Şiirimize  tekrar  dönecek  ve  bu  şiirin  nasıl  bir  geleneğin  ürünü  olduğuna  bakacak  olursak  karşımıza  tek  bir  gelenek  değil  pek  çok  gelenekler  çıkar.  Mesela:

1- ‘’Ben  yüreğimden  dökülenleri  yazıyorum’’ geleneği:  Bu  yepyeni  bir  gelenek  olup  şairler  genelde  popolarından  dökülenleri  yazmaktadır.  Bu  gelenekte  ise  bir  başkaldırı, isyan  söz  konudur. Popodan  dökülenleri  yazmak  kolay.  Sıkıyorsa  yüreğinizden  dökülenleri  yazın  da  görelim.

2- ‘’  Şiir,  siz  ondan  ne  anlıyorsanız  odur’’  geleneği: Bu  gelenekte  ‘’  Ben  bir  mok  anlamadım’’ diye  bir  şey  söz  konusu  değildir.  Bir  mok  anlamadıysanız  mutla  iki  mok,  üç  mok,  dört  mok  anlamak  zarureti  vardır.

3- ‘’ Ben  kalıplara  sığmam  ‘’ Geleneği: Evet  yani.  Şiir  ayakkabı  mı  ki  kalıbı  olsun  değil  mi efendim?

4- ‘’Şiir  kural  tanımaz’’   geleneği:  En  sevimli  gelenek işte  budur. Tüm  diğer  şiir geleneklerini  yerle yeksan  eden  bu  gelenek  ile  artık okuduğunuz  bir  gazete  köşe  yazısından  şiir  tadı  almanız  mümkün  hale  gelmiştir.

Sokuşturun  cebinize  bir  şiir  ondan  sonra  dalın  trafiğe  ve kırmızı  ışıkmış,  yeşil  ışıkmış  sallamayın.  Sigara  içilmeyecek  yerlerde  yakın  sigaranızı rahat  rahat.  Beyaz  donla  denize  girmenize  ‘’Hanzoluk’’  Diyenlere  kapı  gibi  şiirinizi  gösterin.  Çünkü  şiir  kural  mural  tanımaz.  Vitesi  beşe  alın  basın  gaz  pedalına  köküne  kadar.

DİL  VE  ANLATIM: 

Gördüğünüz  gibi  Lükresya  adlı  şiirimizin  dili  oldukça  yalın  ve  sadedir.  Şairimiz  oldukça duru,  akıcı,  berrak bir  dil  kullanmış  olup  bu  dilde  sadece  ve  sadece  minereller  vardır.  Ph  derecesi  ise  7.8  civarındadır. Asla  ve kat’a  kabızlık  yapmaz.


ŞİİRİN  ANA  FİKRİ:

Şairin  anasının  bu  şiir  hakkında  hiç  bir  fikri  yoktur.  Zaten  rahmetli  olduğu  için  herhangi  bir  fikir  beyan  edecek  durumda  değildir. Ancak  şairimiz  sizler  için  bin bir  zahmete  girip  bu  şiir  hakkında  bir  ananın  görüşünü  almak üzere  taa  İngiltere’ye  kadar  gitmiş  ve  Ana  Kraliçe  Elizabeth’e ‘’ What  do  you  thing  abaut  this  poem?’’ diye  sormuştur.  Yani ‘’ Bu  şiir  hakkında  ne  düşünüyorsunuz?’’ Diye  sormuş  ve  cevap  olarak  ‘’ What  is  this?’’ cevabını almıştır. Yani  Ana  Kraliçe  şiirin  perfect  olduğu  yolundaki  kanaatlerini  oldukça  veciz  bir  şekilde  ifade  ettiği  gibi  İngiltere’de  her yıl düzenlenmekte  olan  ‘’ The Lord of the Rings’’  Ödülünü  bu yıl  şairimize  takdim etmiştir.


   
ŞAİRİN HAYATI, EDEBİ  KİŞİLİĞİ  VE ESERLERİ:

Şair  1954  yılında  Ankara’da  dünyaya  gelmiştir  ama  nüfus  cüzdanında  doğum  yeri  Kağızman  olarak  yazar. Kağızman’ı  hayatında  sadece  bir  kez  9 yaşındayken  görmüş  olan  şairimizin babası  Kağızman’lı,  annesi Sürmene’lidir. Hayatının  yarısı  öğretmenlik dolayısıyla  yurdun muhtelif  illerinde,  diğer  yarısı İstanbul’da  geçmiştir. Dolayısıyla  belirli  bir  memleketi  yoktur.

On  beş  sene sürmesi  gereken  tahsil  hayatını  on  sekiz senede  zar  zor  bitiren şairimiz  bekar (  Daha  doğrusu  dul)  ve  biri  kız  olmak  suretiyle  dört  Kangal ( Evlat yani) sahibidir.   

Bir  edebiyat  platformunda  iş  bu  yazı  dahil 982  yazısı,  431 şiiri kayıtlı olup  başka  da  bir  haltı  yoktur.  Yani  hali  hazırda  kitapsızlar  sınıfına  dahildir.

Edebi  kişilik  olarak  ele  aldığımızda  damarına  dokunulmadığı,  nasırına  basılmadığı  sürece  oldukça  edepli,  efendi  bir  adamdır.  Amaaaa.  Yanılıp  da  damarına  basarsanız  bir  edepsizleşir,  bir  mendeburlaşır ki  ne  siz  sorun  ne  ben  söyleyeyim.

Haa  bir  de  sabah  yataktan  kalkıp  bir  ya  da  iki  bardak  çay  içip  üzerine  bir  de  sigara  yakmadan  bu  herife  sakın  yaklaşmayın.  Hatta  ceza  sahasına  girmeyin.  Çünkü  o  anlarda  tamamen  ayrı bir  kişiliğe  bürünür. İnsana  dönüşmesi  ve  belirli  bir  kişiliğe  bürünmesi  için  az  zaman  tanıyın  ona.

Evet…Bir  şiir  tahlili  nasıl yapılır  böylece öğrenmiş  oldunuz.  Bu  kıyağımı  da  sakın  unutmayın  
( Şiir Tahlili Nasıl Yapılır Bilmiyorsanız Öğrenin başlıklı yazı Sami Biber tarafından 18.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.