Yine karakol baskını ve yine şehit olmuş askerlerimiz… Çok üzgünüm yine. Güzel bir pazar günü aslında, hava açık ve pastırma sıcağı hakim. Bu haberden sonra, ne iştahlı bir kahvaltı yaptım, ne de dışarı çıkıp, heyecan verici bir yaşamı hayal ediyor ya da planlıyorum. Öylesine karamsarım. Terör demek ki böyle hissetmemizi istiyor. Gayesi, huzursuz ve hasta bir ruha sahip, insan görmek ülkemde… Başarıyorlar da!


Her ne kadar üzülsemde, onların bu oyununa, bu getirmek istedikleri karamsarlığa esir olmayacağım. Hayat devam ediyor. İşlerimi yapmaya gayret edeceğim. Allah’a dua edeceğim. Böylece şehitlerimizin kanı sızlamayacak, bu oyunu bozmak onlarla savaşmaya eşdeğer. İnsan bir bomba, ya da mermiyle ölür ama bu psikolojik sıkıntıyla ölmek, her gün ölmek, o ölümden daha kötü… Biz buna teslim olmayalım. Olmayacağım…


Dinsel öğretilerde, kişinin elinden geleni, doğruyu, en güzelini yaparak örnek olacak şekilde çevresine yansıtması öğütlenir. Herkes elinden geleni yapıyor, devlet var ve emniyetimiz ve askerimiz bizi koruyor düşünsellerini red ediyor. Elimize silah alıp, onlara saldırmak değildir bu. Ama çevremizde bu niyetli kişileri, bu düşünceli konuşanları, vatanı için ölen ve şehit olanı umursamayanları deşifre edip, onları yalnızlaştırmak için elimizden geleni yapmak gerekiyor. Bu kişileri seviyorsak ve dost kabul etmişsek, ilk önce onları ikna etmek, eğer ikna olmuyorlarsa onlardan uzaklaşmak, dostluklarını bitirmek gerekiyor.


Son günlerde yaşanan darbe sonrası, tutuklamalara tanık olduğumuz, çevremizde bir çok kimse oldu. Bu kişiler, bir şekilde onların okuluna çocuklarını torpilli yerleştirdiklerinde, buna bizim imkanımız mı vardı? Bu okullarda okutmayı marifet sanıp, bankalarına para yatırarak taksitli ödeme yapmalarında benim mi suçum vardı? O okullarda okutmak ve destekleyerek, para kazanmalarına sebep olmak değil midir? Ne kadar anlatıysam, bunda inatla devam eden bu dostlar, şimdi işinden oldu, sıkıntıları var ve ben onlarla asla konuşmuyorum. Aslında içten içe üzülüyorum ama, bu seçimleri kendilerini bağlar deyip, ülkemin kurtulduğunu ve huzurun hakim olduğunu gördükçe, duruşumun yanlış olmadığını görüyorum. Hiç kimse, bunları görmek istemezdi… Ama oldu ve başarısız darbe sonrası artan karakol saldırıları ile, verdikleri kokutucu eylemlerini artırmayı amaçlıyorlar. Bütün bu elem verici hadiseler, dış güçlerin maşa olarak ileri sürdükleri ve sürülenler için üzüldüğümüz kişilerin eliyle yapılıyor. Buna bilerek ya da bilmeyerek kişiler destek veriyorlar. Bu destekle de her türlü sıkıntıyı aklı kıt bu kişiler çekmekteler, maalesef…


Üzgünüm… Acım kalbimi parçalıyor. Daha 2 hafta önce 24 yaşında oğlunu kaybeden bir dostumun oğlunu her gün mezarlığa giderek ziyaret ettiğini gördüğümde, o şehitlerin anne ve babaları fazlasını da yapıyor diyor düşünüyorum. Acı düştüğü yeri yakıyor. Anne ve babalar, o şehidi sevenler acılar içinde yaşamları zehir oluyor. Artık bu tür olayların sona ermesi için, Allah’ın rahmetine sığınacağımız, samimi bir Müslüman olma zamanımızdır. Biz Allah’a isyan ederek yaşadıkça, Allah bize bu tür kafirleri musallat edip, aklımızı başımıza almamızı istiyor. Müslüman iseniz Müslüman gibi yaşamalısınız, kendinizi değiştirmelisiniz diyor. Rad süresi 11 nci ayette dediği gibi, “Onun (tüm açığa çıkardıklarını), önünden arkasından Allâh hükmüyle muhafaza eden (kaydeden) kesintisiz izleyici sistemi (kuvveleri - melekleri) vardır. . . Muhakkak ki Allâh, bir toplumun yaşam biçimini, onlar kendi nefislerini (anlayışlarını - değer yargılarını) değiştirmedikçe, değiştirmez! Allâh bir topluma bir felaket irade etti mi, artık onun geri çevrilmesi yoktur! Onlar için O'ndan başka yardım edici dost yoktur..”  


Biz ahlaki çöküntü içinde, eğlence içinde, adaletsizlik içinde yaşamamalıyız. Bir ünlünün çocuğu içkili araba kullanıyor bir polisi şehit ediyor ve 8 ay hapishanede yatıyor ve şimdi serbest kalıyor. Bu adaletsizliklere son vermeliyiz. Kim hangi pozisyonda olursa olsun, cezası ne ise çekmelidir. Bu görüntüleri yok edecek sistemi, gerçek adaleti tüm topluma eşit biçimde yaymalıyız.   


Biz bunları boşuna yaşamıyoruz inanın. Bahar bile gelirken, fırtına ile, şiddetli ama kısa aralıklarla yaşanan soğuklarla yavaşça geliyor. Bu alışılagelmiş durumum değişmesi için,  huzura doğru gitmesini arzuluyorsak, Biz kimiz, nerden nereye geldik ve değişmeliyiz artık demeliyiz. Allah’ı yapmadığımız eylemlerde Müslüman’ım diyerek kandıramayacağımızı unutmamalıyız bir deve kuşu görüntüsünde…


Çoğumuz dinlenip tatil yaptığı şu pazar gününde sizi düşünmeye davet ediyorum. Nereden nereye gidiyoruz düşünelim. Nerede hata yapıyoruz deşelim. Lütfen! 


Saffet Kuramaz

( Terör Kader Değil Biz Değişmeliyiz başlıklı yazı safdeha tarafından 9.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu