Bilinmez serüvenlerle geçerdi neveser gecelerden Dalgın bir esmer, tarayıp duruyor ıslak saçlarını Omuzlarına indikçe, kirpiklerini yalıyor akşam ayazı Yüzünde eflâtun bir keder, durgun ve argın Umut tutkularına kanadım, hüznü alazlandı içimde Sesinde uzak kentlerin kirli ezgisi oyalanıp duruyor Belli ki yaşayıp içlenmiş bir şeylerden.
Ey vefasız üret beni, boy vermiş çiçeğinde Üstüne düşeni yap, küfleri büyüyor çıplaklığımın Beyaza soyundu saçlarım Dilimde bir ayrılık tebessümü Vaktim kalmadı sana gelmeye Beni bağışla, sesimi sana duyuramadım.
Şimdi, Denize karşı ki penceremde Usul usul şafak kuşlarını dinliyorum Dalıp dalıp gitmişim, sensizliğin ülkesine Anladım ki ben değil, Meğer senmişsin, benliğimde silinmeyen
Gördüm, gözlerindeki kan kırmızı karanfilleri Sen, sabahlarımı nemlendiren Boğaz esintisi Geçen gemilere mavi gülüşler aralayan Telaşlı bakışlarınla içimde büyüyen, Kara biberim çingenem Unutturdun bana, saçlarının kokusunu Dön de bak! Ne haldeyim, üşüyorum, içimi eritiyor sensizliğin.
( Dön De Bak başlıklı yazı Öz tarafından 17.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.