* Vur Şafağı Alnından *


          Bana hep yorgun ve sessiz geceler bıraktın
          Hasretin yükselirken göğe
          Çekilmez bir çarpıntı oldu kent
          Konuş, susma, çaresizliğimi gör
          Vur şafağı alnından
          Uyansın goncalar gece sefasından
          Ben, limanı belirsiz bir gemi yolcusuyum
          Bu aysız geceler  bana göre değil
          Öğrenemedim; yitik yüzler arasında yaşamayı.


          Gözlerinle yaralanıp, salıverdiğin adam
          Bir ihanetin hikâyesi oldu, 
          Uçuk bir ölümün gölgesinde
          Sen, göğsümde uyuyan martının gagasındaki balık
          Kaç yolcu teknesi battı, bu gelgitlerinde.


          Çeşme altında küreği kırık bir sandal dayım
          Elimi ısıran  bir deniz kızı çıkardım sudan,
          Yaramaz bir çocuk gibiydi
          Mehtabın ışığıyla sokulurdum içinize
          Yakamozlar gözlerimdi, utanıp bakmazdınız
          Gecenin en olmadık saatinde
          Üstün sırılsıklam  yosun kokardı
          Ne güzel ıslık çalardın  geçen gemilere
          Tek tutunduğum dal, aşkımızdı
          Onu da çekip aldın koynumdan.


          Uykum, bahar akşamlarının suskun meltemi
          Yokluğun bilinmeyen ülkem oldu
          Söyle, kime kaldı ki bu dünya,
          Gençliğim hazan rüzgârlarına takılıp gitti
          Şimdi, adsız bir adaya takılıp kalmışım
          Boşuna bekleme/ şiddetli lodos esiyor,

               gelemem...!
               Vur şafağı alnından.

          Nuri Dağdelen

( Vur Şafağı Alnından başlıklı yazı Öz tarafından 2.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.