NİZİP ANTEP YOLCULARI   2
Arkadaşın yanından ayrıldıktan sonra dünürlerin evine geldik.
Tuvalet ve banyo sırayladı,yaşlılara bayanlara öncelik yoktu.Bir duş alıp elbise değiştirince biraz olsun rahatlamıştım.
Akşam düğünü de yapmıştık.Bol bol halay çekildi baka baka biraz öğrenmiştim halayıda bu arada.Gece olmasına rağmen yine su canavarı olmuştuk içtikçe içtik.
Arkadaşı düğünün yerini söyleyip davet etmiştim gelirsen konuşuruz kaldığımız yerden diyerek.Gelmedi nede geçirmeye geldi.Ben onu görmek için bin kilometre gelmiştim.Mazereti de vardı iş yerinden ayrılamıyorum dedi.Oysa ortağı da oradaydı..
Düğün gürültüsü sıcak bir taraftan işimiz bitince kendimizi yataklara attık.
Sabahleyin bizi bir dolmuş alıp Gaziantep’e götürecekti.İki günlük işgal sona ermişti israil gibi kan göz yaşı yoktu arkamızda..
Arabamız denilen saatten geç geldi ama hesabımıza göre iki saatlik bir Antep gezisi olacaktı.
Yaşlı olduğumdan mıdır nedir önde şöförün yanındaydım.
Yol boyunca şöföre sorular soruyordum çocuk gibi.Fıstıklar ne zaman toplanır ,bu sene verim nasıl..
Baklavalık fıstıklar erken toplanırmış öğrendim.Yolda bir yazı dikkatimi çekmişti.hemen şöföre sordum(Zibil satılır) zibil ne demek diye.Yüzüme bakıp güldü herhalde pot kırmıştım.Sonra açıkladı hayvan gübresiymiş.
Sağlı sollu fıstık ağaçların içinden Antep’e doğru yol alıyorduk.Bir binadaki yazı dikkatimi çekmişti.Fıstık tavlanır...
Demek ki burada kız tavlama yerleri de varmış..
Kemal Sunal’ın bir filiminde on derste kız nasıl tavlanır sahnesi vardı o geldi aklıma.
Fıstık tavlama yerinde fıstıkların işlendiğini de öğrendik bu ara..
Antep’e gelmeden önce şöför sordu. Nerelere gitmek istersiniz bilmiyorduk ki Antep’in şuralarına götür diyemedik.Her zaman ki gibi bayanları dediği oldu incik boncuğun alış veriş olan bir yere diye şöföre talimat verdiler.
Fıstıklara baka baka Antep’e geldik.
Şöför bizi Millet Hanı önünde indirdi,Pürsefa Hanı,Attarlar Çarşısını dolaştık.
Bayanların çoğunluk da olmasıyla en çok Bakırçılar Çarşısında oyalandık.Kızlarına çeyizlik,süs eşyaları alarak geliyorlardı.
Karşımıza bizim oralarda limonata satanlar gibi meyan kökü suyu satanlar çıktı.
O kadar güzel reklam yapıyordu ki içmemek elde değil.
On yaş gençleştiriyormuş,
Mideye,böbreklere iyi geliyormuş
Böbrekte taş varsa kırıyormuş.
Dönüşte on yaş gençleşmiş olarak dönüyordum memlekettekiler fark edeceklermiydi ..
Karnımızda açıkmıştı .Karşıyaka dürümcüsü yazısını okuyunca kendimizi İzmir’de sandık biran.Tavuk dürüm ,nohut dürüm vardı.Hayatımda ilk defa nohut dürüm yiyordum.(Bilmeyenler için haşlanmış nohut baharatlı içinde yeşillik soğan vardı)
Baklava fiyatı benim otobüs bilet fiatıyla ayni idi.Şarkılardaki gibi seni uzaktan seyretmek aşkların en güzeli diyerek baktık sadece..
Dönüşte öğrenmiştik artık Gaziantep’e bu aylarda değil ya ilkbaharda yada kışın gelinecekti.
Antep’in Gazi ünvanının verilmesine neden olan kahramanlarının mezarlarına uğrayıp da bir dua etmeden ayrılmak beni üzmüştü..
Dönüş zamanımız gelmişti sıcaktan ayrılacağıma sevinsem de,görmediğim yerleri bir daha gelirim diyerek kendimi teselli ediyordum..



( Nizip Antep Yolcuları 2 başlıklı yazı HasanÖzaydın tarafından 28.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu