Sevgi Üzerine Birkaç Cümle - 5 -
Hz.Adem Havva anamıza elmayı
uzattığı zaman İblis'in vesvesi ile, aklından geçirdiği tek şey cenneten
kovulmak değil de sevgiydi herhalde. Sevgi için cennetten vazgeçip de dünya
zindanında yaşamaya mecbur kalmak...Çok zor bir durum...
''Korkunun olduğu yerde aşk yoktur cesarettir sevmek'' der bir özlü söz.
Cesaretin varsa vatanını seversin ve ölüme bile gözünü kıpmadan gidersin,
arslan yürekli Mehmetçik'ler gibi. Cesaretin varsa beğendiğin bir kıza aracılar
yolu ile değil de, gider kendin söylersin''Seni Seviyorum''diye. Cesaretin
varsa edebiyata, şiire ve yazmaya, çalışmaya, yüreğini koyarak ortaya öyle
yazarsın yazılarını, cesaretin yoksa bazı lümpen yazarlar gibi havadan sudan
yazılardan, şiirlerden dem vurursun, suya sabuna dokunmazsın. Cesaretin varsa eğer
Uğur Mumcu gibi, Ahmet Taner Kışlalı Hoca gibi kalemini holding gazetelerine
kiraya vermezsin asla...
''İnsan sevince sevdiğine bütün varlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede
sevmemiş demektir'' Müslüman Allaha teslim olmuş insan demektir değil mi? Kendi
kendini de şöyle anlatır Allah''Rahmetim gazabımı katbe kat geçmiştir'' O zaman
cehennem niye diye bir soru gelirse insanın aklına, ona da şöyle cevap verilir.
Cehennem İnsanı dünyada ki kötülüklerden korumak için vardır. Cehnem korkusunu
yüreğinde hissetmeyen insan her türlü kötülüğü yapabilir diğer insanlara. Yoksa
durup duruken Allah kullarını niye ateşe atsın. En kötü bir anne ya da baba
bile çocuğunu ateşe atmaz asla. Allah cc Kullarını yakmak için tövbe haşa, mahşerde
ellerini oğuşturarak bekleyen bir varlık asla değildir, bunu iyi belleyelim...
Dünya'da mutlu bir evlilik kadar güzel bir şey az vardır. Seni evinde bekleyen
güzel huylu güzel yüzlü bir kadın ve onun ile birlikte dünyaya getirdiğiniz
yavrulardan daha güzel ne olabilir? Hep düşünmüşümdür, insanlar birlikte yaşamaya
başladıktan sonra, mutluyken, neden bir an da aralarında soğuk rüzgarlar eser
ve ayrılırlar. Ten uyuşmazlığı mı, yoksa karekter zıtlığı mı, insanların hırsları
mı, biraz dini bilgilerinin, itikatlarının zayıf olması mı? Her ne olursa olsun
ayrılık insanı derinden yaralar. Hele hele en büyük sevgiliden, yani rabbinden
ayrılık kadar kötü bir ayrılık da yoktur yeryüzünde. Ama o ayrılığın da şöyle
bir özelliği vardır, yani Tanrı ile olan ayrılığın. Siz onu unutursunuz da, o
sizi bir an olsun unutmaz, isyanınızı, inanca çevirmek için gece gündüz gayret
eder, karşınıza fırsatlar çıkarı durur. Değerlendirmesini bilenler kendini
kurtarma yoluna atar, değerlendirmiyenleri ise hazin bir son beklemektedir...
''Sevginin bedeli yine sevgi ile ödenir, altınla değil. Sevilmekse sevmenin
mükafatıdır ancak karşılığı değil'' Allah'ın yarattığı canlıları; bir karıcayı,
bir kediyi, bir kuşu sevmemenin mümkünatı var mı? Hayvanlara eziyet edenleri
hiç affetmiyorum hem de hiç, zaten Allah'ın laneti de ahirette onların üzerine
olacaktır. Kediyi severken eziyet edersen, seni tırmalar, ondan sonrada adını
nankör kedi koyarsın. Şimdiye kadar hiç bir kedi bana nankörlük etmedi, çünki
hiç bir kediye ben eziyet etmedim ki...
Melekler ve Şeytanlar. Bir taraf iyiliği bir taraf da kötülüğü temsil
etmektedir. Bize düşen görev her zaman iyilerden yana olmaktır. Bildirildiğine
göre melekler nur ile dolu varlıklar. Allah cc bizim canımızı almak için bile,
nurdan bir varlığı, bir meleği görevlendirmiştir, şeytanları değil, ki adı
Azrail as. dır. O yüce varlığa herhangi bir şuç isnad etmek asla mümkün değildir, çünkü tamamen Allah cc nun emirleri doğrultusunda hareket etmektedir. Öyle
karikatürlerde anlatıldığı gibi bir elinde tırpan, başında garip başlıklar olan
bir varlık değildir. Can emanetini önce ona vereceğimize göre, onu da sevmek
durumundayız.
Cümlelerimizi güzel bir şiir ile bağlayalım...
Sevmek; farkında olmaksa yaşadığının
Sevmek; bakmak değil görmekse eğer
Aklın başından gitmesi değil,
Duymak ve bilmekse eşit olarak;
Yemeden, içmeden kesilmeden
Çoğalmaksa sevmek eksilmeden,
Çağına tanıklık ederek
Ve kahrolmamaksa arabeske inat.
İçin içine sığmamaksa
Bir coşku, bir şenlik, bir erdemse sevmek;
İnsanları, çocukları, kuşları unutmadan
Verem olmamaksa sevmek senin aşkından
Daha sağlam basıyorsam toprağıma,
Unutmak, şaşkınlık, azap değilse;
Bilinç, öğreti ve sevinçse,
Paylaşılan bir ekmek gibiyse sevgi;
SENİ SEVİYORUM !
Enis Fosforoğlu
Sitedeki
Yazarın
( Sevgi Üzerine Birkaç Cümle - 5 - başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 26.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )