Gülüşü
resimlerde ve yaşamımızda baki kalan çocukların şiiridir…
Yalandı;
Çocukluğuma savaş açan gazete manşetleri
Devletin merhametli ve şefkatli eli
Çocukluğuma, oyunlarıma ve canıma kastetmediği
yalandı
Yalandı;
Diktatör ve adamları tarafından söylenen
her şey
Ama her şey yalandı…
Gerçekti;
Kudurmuş bir köpek gibi
Islık sesleriyle tepemize çökmesi demir
kuşların
Gürül gürül ışıyarak yağan ölüm
Ölümün ensemizde tepinen soğuk nefesi
Tetiğe asılan el
Sevinci kursağında bırakılan çocuk sesi
Savaş ortasında kurşunlanan
Ve yerinden fırlayacakmış gibi ölesiye çarpan
yüreğim
Yüzümde kuruyan kan
Gülün kokusunu boğazlayan kan ve barut
kokusu
Namluların ucunda buz gibi yanan ölüm
Ve sokaklarda rehin kalan cesetler…
Yalandı;
Ölüm ve esaretle kuşatılan mazlum bir
halkı
Günlerce ve ama günlerce sokağa çıkartmayan
Ve sallanan beyaz bayrakları -ateş kes-me den- kana bulayan
Diktatör ve adamlarının
“Özgürlük ve demokrasi “ nutukları… Attıkları,
tuttukları…
Her şey, ama her şey yalandı;
Yüreğinde yangını olmayanların
döktükleri gözyaşı
Ve ölen çocuklarımızın ardından
Kaybolan sevinçlerimizin geri verileceği
birer birer
Her şey, ama her şey yalandı
Gerçekti;
Sokak ortasında vurulup düşen
Ve ölüme buz kesen kadın ve çocukların çığlığı…
Çocukluğuma tam isabet
Ve -ne kadarsa o kadar- içime
sığdırdığım tüm sevinçleri
Tek kurşunla vurması keskin nişancıların
Ve yere düşmeden önce duyduğum
Gürültüyle kaçışan kuşların kanat
sesleri…
Susma, çocuk yüreğim;
Kanat seslerini susturmak için
Ölüme tanık olan kuşları da vururlar
Susarsan eğer…
Ocak 2016