Günlerin kaydırağından inerken düze, bir çivi çakılır narin yüreğimize

Gerçekle düş arası bir yalnızlık torbasıdır gönlümüzdeki, kapılırız düşe

Sesler çoğalır içimizde, telaşla sorarız ‘günlerden ne’ diye takvimlere!

An hüzün, içimizdeki yalnızlık zilidir, çaldıkça gülümseriz yiten günlere

 

Hangi yanardağın artığı gönlümdeki dağlar, kuşların çığlığı var pencerede

Eskimiş pabuçlar gibi sevdalı gönlüm, hırçın sular akmıyor artık derelerde

Hangi mayısın çiçekleri ah göğsümdeki! Uğultuyla sevişiyor aşk yüreklerde

Uyan ruhumuzda asırlardır uyuyan insan, seni arıyoruz şu dar günlerimizde

 

Susadıkça aşka, terli imbiklerden geçirip seni ararım yitik mezralarda

Özgürlüğe ağıt yakar gelinlik bir kız, öfkeli kalabalıklar dağılır zılgıtlarla

Karanlığın giysisini ilikler aşk, ezgin gölgeleri çiğner bir adam uzaklarda

Kırgın seviler özleme sobelenir, kelepçe mahmuzları ışıldar zindanlarda

 

Alnımızdaki utkumuzu çalamaz haramiler, denizler dolacak bir gün millerle

Gözyaşının rengi gridir, bedelsiz sevinçlerimizi boyayamaz kimse renklerle

Bir gün batıdan doğacak güneş, Mevlana Yunus ile gelecek aşkın düğününe

Kucaklayacak tüm canlar birbirini, yeni hikâyeler yazılacak hayat günlüğüne

 

Selahattin YETGİN

( Gözyaşının Rengi Gridir başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 20.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.