Kendi mezarımdayım.
Sıra dışı hayâllerimin
değeri düşük benzeşikleri kemirmekte etlerimi.
Hayâllerin her birine dair umutlardan
Çoktan caydım.
Talihsiz aklım,
Caymayı iyileşmek zannediyor
Kendi mezarımdayım.
Bir mevsim bile sürmeyen aşk yeminleriyle
çarpılmışım.
Gönlüm envanterini çıkartmış ama,
kimlerin kimlerle gizli gizli seviştikleri
hala tespit edilememiş.
Şad olsun,
ahlak kukumavlarına
ve yükseklerde uçtuğunu sanan sürüngen
yumuşakçalara ve kayganlara
ve dönelmeyip azalan kaltabanlara,
ve içki muhabbetlerinde bîhuş hovardalara
arabesk racon kesen kaypaklara,
ve islim raddelerinde nesepine esrar beleyip
yeraltı muamelesi çeken kurusıkı atıcılara…
Benden lenduhaldir aferin size!
Bülbül gibi şakıyan kurusıkı figanınıza,
Bankalardan çekilen yüzdelerle çarpılmış
hacimsiz banknotlarınıza,
Ya da, ödeyemediğim asgari tutardan da
değersiz
kredi kartı ekstrelerinize
Ve aniden patlayan depresif duygularla
tecavüz etmeyi arzu ettiğiniz
pahalı fahişelere yetiştiremediğiniz
sermayenize
hantal bir yuh olsun!...
Arzularınız kör, namusunuz bol olsun!
Bunu becerebilirseniz banknotlarınız altı
sıfırlı olsun, sizin olsun.
Allah biliyor ya,
olmayan ahlakınızla ancak koca bir namussuz olabilirsiniz!...
Ruhunuzda erotizm türediğinde
uyanık kalmaya çalışın.
Yaşadıklarınız birer hayalden ibaret!
Aslında hepiniz kendi mezarınızda birer
ölüsünüz…
Kendi mezarımdayım.
Sıradan bir iş hayatının tutsaklığında
ciğeri beş para etmez bir salağın emir kuluyum
ve sabahtan akşama arkasından küfürler ettiğim
adama
ekmek param uğruna
“Baş üstüne” diyerek biat etmekteyim.
Belki de ayıp etmekteyim…