bunlar mı kaldı dersiniz ellerimizi titreten şu soğuk puslu geceden
aksi seda koyu bir yalnızlıkta isminizi söylesem, şöyle usulca direnmeden
karabasan yorgun yolcu tahlili bakışlarımdan devşirerek hüznünüzü
epeyce öfkeli sanki, saldırgan bir tavırla sevmenizi uzaktan izlesem

kahvelerde sonu olmayan sessizlik iş ilanlarına atılımlar hiçbir zanaat olmadan
adına yokluk dediğim bilmem kaç fasıldır söyleyemediğim o eksik adımların lisanı
o kadar çaresiz o kadar derbeder
bir dilim kuru ekmeğe talim yokluğunuz hiç eksilmeden

hani bir zamanlardı yalnız mehtaba sokulurdu ay karanlıklar aydınlanırdı
eski sinemalarda el ele tutuşmalar
şimşek hızıyla yeniden adlandırmalar tanıdık bir duyguyu
hangisi daha inandırıcı kaçar o eski yazların vazgeçilmez yazgısından
hani o köhne konakta hani elele kaçamaklar eflatun bağnazlığımızdan
denizde akşam masada balık çiğde keman...

geceye kırmızı kuşandım
kan tuttu ellerim bileklerime kadar silme intihar


Mehmet Gökhan Damar
( Köhne Konak başlıklı yazı Gökhan Damar tarafından 11/22/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.