Bu gece sensizim
Ve sokağa terk edilmiş yaralı bir aşk gibi
Kör kütük öksüzüm yine…
Parmak uçlarımda ateş böcekleri
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve aşk tadında bir sevinci paylaşır gibi
Sevgiliye bir gülü ve bir gülüşü emanet eder gibi
Bir demet kır çiçeği ve sebepsiz bir aşkı sunar gibi
Ve imkânsız ve ıssız bir bakışı armağan eder gibi
Senin için ay ışığı biriktirip
Yıldız topluyorum gökyüzünden
Ve gökteki yıldızlar gibi ışıl ışıl yanarak
Karanlığı yırtan bir ışık hızıyla
Ve rotasını aşka şaşırmış bir meteor yağmuru gibi
Yokluğunun atmosferine çarpa çarpa
Yüreğine düşüyorum sevgilim
Ve saçlarını yıkıyorum yıldızlarla
Pırıl pırıl okşayarak…
                                    
Bu gece sensizim
Ve içimde yakılan bir roman ve bir şiir gibi
Kör kütük yangınım yine…
Parmak uçlarımda ay ışığı
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve çığlık çığlığa bir martı kanadıyla
Bir uçtan diğer uca adını yazıyorum kumsallara
Mavi,  masmavi derinliğine dalıyorum denizinin
Avuçlarımda deniz kokusu ve yakamozlar
Dalgaların sesine ve yokluğuna çarpa çarpa
Keskin bir dağ sırtında yürüyorum sana
Ve serin dağ rüzgârlarıyla öpüyorum
Gülen yüzünü senin…
 
Bu gece sensizim
Sensizliğim kör kütük hasret
Ve kör kütük sevda yine…
Parmak uçlarımda teninin sıcaklığı
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve yokluğunun yangınında yanıyorum her gece
Gözlerinin derinliğinde kaybolup
Balta girmemiş ormanlarına dalıyorum yüreğinin
Geçit vermez dağlarına tırmanıyorum
Ürkek ve yaralı bir serçe gibi
En derin uçurumlarına düşüyorum gülüşünün
Ve bir deprem gibi sevda sevda sarsılarak
Yüreğinin orta yerine yıkıyorum yalnızlığımı…
 
Bu gece sensizim
Ve ocağı söndürülmüş yıkık bir yuva gibi
Kör kütük soğuk ve kör kütük yalnızım yine…
Parmak uçlarımda göçmen kuşları
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve soluk soluğa konmak istiyorum gözlerinin kıyısına
Göç yollarım uçurum, göç yollarım deprem,  
Göç yollarım yangın yeri, göç yollarım hasret,
Göç yollarım ulaşıldıkça ulaşılmaz olan gülüşün senin…
Ah Sevgilim, ah Sevgilim
Sere serpe uzansın yeryüzüne gülüşün 
Göç ettiğim yollarıma çık
Ve konacak bir dal gibi uzat bana yüreğini
Yangınlarımı sürükleyen taşkın bir sel gibi
Yüreğime düşen bir damla gülüş gibi dön artık bana
Dön ve yangınımdan arta kalan küllerimi savur gökyüzüne
Yalnızlığımı baştan çıkartan bir gülüş gibi dön
Yıldırım bir aşkla yüreğime çarpar gibi dön
Dön ve yerle yeksan et yalnızlığımı
Gülüşünü, o bitimsiz gülüşünü esirgeme benden sakın…
 
Bu gece sensizim
Ve çığlığını kaybetmiş bir şehir gibi
Kör kütük suskunum yine…
Parmak uçlarımda sağanak bir yağmur
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve her gün yinelenen sonsuz bir devinim ve aşkla
Aklımı başımdan alan o sonsuz güzelliğin
Gözlerinde vurgunlar yediğim o dipsiz bakışların
Ve yüreğimde umarsızca çarpan
O bitimsiz gülüşün gibi seviyorum seni hala…
 
Bu gece sensizim
Ve aşka dair anlamını yitirmiş bozuk bir cümle gibi
Kör kütük şaşkın
Ve bulutların terk edip gittiği
Acemi bir yağmur damlası gibi
Kör kütük küskünüm sana…
Alelacele giderken unuttuğun bir eşya  
Ve ölüsü kıyıya vuran Kobani’li mülteci bir çocuk gibi
Okyanus ortasında çaresiz, ellerinsiz
Ve kimsesiz bırakma beni
Bırakma, çekip gitme uzağıma
Gitme… Gitme…
Gülüşünü, bakışını
Yüreğinin sıcağını alıp gitme benden  
Sevdamı karşılıksız aşkların buz kesmiş dağlarına  
Ve kurumuş bir dal gibi yangınlar ortasına atma
Yokluğunla sınama beni
Gitme… Gitme…
Fırtınalar ortasında savrulan yavru bir serçe
Ve dalından düşen
Kuru bir yaprak gibi terk edip gitme beni
Yüreğime yakın dur
Gülüşünle sar sarmala,  yüreğinle okşayarak kucakla beni
Ve unutma
Ve unutma ki sevgilim
İlacı senin bir yudum gülüşünde saklı olan
Ve yüreğimde şuursuzca açtığın bir kurşun yarasıdır aşk…
 
Bu gece sensizim
Bir uçurum kenarı, bir ustura ağzı
Ve alnıma dayalı bir namlu ucu gibi
Kör kütük bir intihar anıyım yine…
Parmak uçlarımda hüzünlü şarkılar
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve şiirler yazıyorum yokluğuna
Sensizlik makamında şarkılar söylüyorum
Ve şerefine kaldırıp yüreğimdeki tüm hüzünleri
Yudum yudum içiyorum
O bitimsiz gülüşünü senin…
Gülüşün sevgilim
Gülüşün fena halde çarpıyor beni
Başım dönüyor
Gülüşün dolaşıyor damarlarımda
Ve damla damla ıslanıyorum gülüşünün yağmurlarında
Gel tut beni, sevda sıklam düşmeden önce yere
Gülüşünle kör kütük sarhoşum yine…
 
Bu gece sensizim
Işığını gözlerime düşüren masmavi bir ay
Ve imkânsız bir bakış gibi
Kör kütük gözlerinin esiriyim yine
Gözlerin sevgilim
Gözlerin, bakışlarında yaramaz bir çocuk gibi
Kaybolup gidişim benim…
 
Bu gece sensizim
Yaralarımı usulca saran sihirli bir gülüş
Ve imkânsız bir öpüş gibi
Kör kütük gülüşünün esiriyim yine
Gülüşün sevgilim
Gülüşün, tarifi imkânsız en güzel düşüm benim…
( Gülüşünün İzini Sürüyorum başlıklı yazı Savaş tarafından 9.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.