Sohbete meze olmuş aynalara zül hâlin 
Yorulmuş
 eklemlerin, tutmuyor artık ayar... 
Toprağın sinesine yakındır irtihalin 
Gün akşam, güneş batmış; yol karanlık ihtiyar. 

Daha dün geçilmezken kıskandıran cakandan 
Zerrece iz kalmamış, forsundan, fiyakandan 
Sonbaharın son demi yapışınca yakandan 
Mızrap düşmüş elinden, sazın kırık ihtiyar. 

Bırak artık hüzünle geçmişi yâd etmeyi 
Söyle, kimden öğrendin böyle feryâd etmeyi 
"Turp gibiyim" diyerek, onca yeni yetmeyi 
Kandırmak zor bu demde; gençler ayık ihtiyar. 

Hayat kimine vahâ; meltemi tatlı, serin 
Kimine dar dehlizdir; zifirî hem pek derin 
Utanma, anlat bana neyse derdin, kederin 
Deme "benim kaderim"; omzuma yık ihtiyar. 

Kader gamlı konakta açınca onmaz gedik 
Hüzün ne isbat bekler, ne gözden nemli tasdik. 
Değil mi ki her tümsek aşılması zor eşik 
Kalan yolun hayli dik, kolaysa çık ihtiyar.
 

Mecit Aktürk

( G A M L I - K O N A K başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 15.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.