''Değdi mi, değmedi mi?'' (yerel fıkra)

 

Temel, Dursun sahilde beraber yürüyordu

Bir martı yükseklerden süzülüp duruyordu

 

Su yüzünde sonunda yakaladı balığı

Temel bir çığlık attı  çınlattı ortalığı

 

 “Ula Dursun, ha bu kuş belli ki hararetli

Kuyruği suya değmez ne kadar maharetli

 

-Ula gözun görmez mi ayakları değmişdur

Kuyruk havada idi kafasıni eğmiştur.

 

Değdi mi, değmedi mi birbirine girdiler

O onu, o da onu yerden yere serdiler

 

Birinin kolu gitti ötekinin bacağı

İyi ki yanlarında yokmuş çakı, bıcağı

 

Bir bayram sabahıydı buluştular bir safta

Yan yana durmazlardı boş yer yokmuş etrafta

 

Hoca der vaazında: “affeden affolacak

Mü’minler kenetlenmiş sur gibi saf olacak

 

Bir birine küs olan bunların dışındadır

Çünkü şeytanla nefis onların peşindedir”

 

Temel Dursuna bakmış Dursun kafa sallamış

Zaten uzun zamandır böyle fırsat kollamış

 

-Ula Temel, boş yere birbirimize  girduk

Kendumuze ne kadar zarar ve ziyan verduk.

 

Sarılıp barıştılar samimiyet başladı

Lakin inat illeti genlerine işledi

 

Temel dedi bir ara keşke diretmeseydun

Suya değduği halde değmedi demeseydun

 

Değdi, değmedi diye mucadele başladı

Temel’le Dursun yine bir birini haşladı

 

Mikdat Bal
( ''değdi Mi, Değmedi Mi?'' (Yerel Fıkra) başlıklı yazı Mikdadi tarafından 14.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.