Gecenin sokak lambası aydınlığına vuruyorum kendimi
kalemi mürekkebim
damarlarımı kırmızısıyla besliyor
beton yığını boş kalabalıklar
üstüme üstüme yürüyor
umuda varmadan
henüz güneş kızılı allanmadan
ruhumun esirliği iz bırakıyor
geleceğin köhne aydınlığına
sanki !
köprü başında tünelin ucunda uçmayı bekleyen
Rüzğarın körebesine söbeliyor hayat
yalnızlığa giden yalnızlığın beyaz dili
vuslat kuşu bekleyişlerin hümülüşü
yorulmuşluğu
irem bahçesi cehennemin donuşları
savuruyor vuslat penceresi düşünürlüğümü
kanadından kanatılmış
kanadından kırılmış
kanat çırpamaz serçeye
kanatlı hayat var mıdır !
bir mücize bekliyor şiir ecesini
kendini alkışlayan alkışlanamayan bir mucize
söylenmiş söylenemeyen sözsüz duyurmalar
tüm acıların mutluluklara gömüldüğü sevinçler
kurban edilmiyecek kadar kurban edilişler
kalem kelam sözünden dökülen nağmeler
asilliğin aslısı yazılan yazılamayanlar
düşündüğüm
gördüğüm
ördüğüm
donmuş
yitik yazdığım
hayat içinde kendini oynuyor hayat
ruh içinde ruhunu dinliyor gel gitler
ademin hayatı ademin hayali
sen kimsin diyor !
duruşlarına sarı benizli ölümün
kırmızı resmini çiziyor
resmi geçit selamı veriyor
git hadi git diyor
benim olan benim olmayan her yere
ruhumun kaçkınlığı zehirlenmişliği kadar
zihinsel düşüncemin küresel ısınmışlığı kadar
iç kanaması çaresizliğin gezinmişliği kadar
ayrılık sarası tutmuş hastalıkların
ihanetlerin bedel ödenmişliğini
mizanı aleme bırakda git
..:
sonra !
cam kırıklarının yere düştüğü
can çekişlerinin parçalandığı
çıtırdayan kalp ağrısının
içine akıtılmış göz yaşlarına
sevi derinliğinden
harika bir peri konuyor
ateşi bir kez daha suda yakıyor
kumdan örülmüş kaleleri yıkıyor
toprak kokusu zülüflerine
yaşamı süt kokulu sağıyorum
düşlerim bağdaş kuruyor
uzatsam eli elime değecek
esleriyle kalbimi okşayacak
saçlarını omuza konduracak
geçmişin acılarını
geleceğe gülümsetecek
allanıyor
ballanıyor
tuzlanıyor
buzlanıyor
parmaklarımı yalıyor
kimselere vermem diyorum
güvercin kanatlarım pır pır ediyor
sevgili kalem dostum arkadaşım Harika UFUK esintisine ithafen !
naz-ü hüzündür yazılan belkide biz bize uçtuğumuz kanatlar
Gülay GÖKTÜRK
(
Porselen Yüreğim Harika Ufuk’larında / 1 başlıklı yazı
GöktürkGülay tarafından
15.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.