Hayat Bir Kamera Şakası Değil Ki Ciddiye Alınmalı
Çoğu zaman rastlamışsınızdır televizyonlarda, kadın erkek bir sürü
insana yapılan kamera şakalarına. Gençlikte gülmek için seyrederdim yani
''Ekmeğin elden suyun gölden'' koka kolanın bakkaldan alındığı zamanlarında
diyeyim de siz anlayın. Hayat acısı ve tatlısı ile bir bütün. Şu anda ülkemizde
açlık sınırının çok altında paralar ile geçinmeye çalışan yüz binler ile ifade
edilen sayılarda insanlar var. Bunların kimisi yaz kış sokaklarda, parklarda ya
da bankaların otomatik makine kulübelerinin, telefon kulübelerinin içinde
geceyi geçirmeye, yarına ölmeden ulaşabilmeye çalışıp çabalıyor...
Hayat bize her şeyi yaşatarak öğretiyor. Acı çekiyorsunuz, yoksulluk
çekiyorsunuz zamanında, daha sonra eliniz bollaştı mı maddiyatın da önemli
olduğunu ama bunun yanında insanın manevi yönünün zenginliğinin de göz ardı
edilmemesi gerektiğini anlıyorsunuz. Hem ne demişler ‘'Paradan başka harcayacak
hiçbir şeyi olmayanlar dünyanın en fakir insanlarıdır.''
''Defolsun gitsinler o ışıklarda ellerinde bezler ile cam silen çocuklar.''
Tamam, gitsinler gitmeye de, bir de gidecek yerleri, yatacak yerleri yoksa
anneleri babaları terk edip gitmişse. Atalarımız ''Uzaktan davulun sesi hoş
gelir.'' derler. Fakirlik çekmeyen, çocuklarının da kendilerinin de bir eli yağ
da bir eli bal da olan, varlıklı insanlar, o garibanların halinden anlayabilir
mi?
Bu devletin bir Anayasası var değil mi? En küçük yeni doğmuş bireyinden, yaşını
başını almış en yaşlısına kadar herkesi birinci sınıf vatandaş sayan bir
anayasa ya da biz öyle olduğunu zannediyoruz. O zaman o sokak çocukları da bu
ülkenin birinci sınıf vatandaşı sayılmıyorlar mı yoksa? Onlara bir sorun
bakalım hangi birisi sıcak bir yuvanın özlemi ile yanıp da tutuşmamıştır ki?
Verin ya ne olur camlarınızı sildiler mi kırmızı ışıkta bir iki lira
servetinizden bir şeyler eksilmez merak etmeyin.
Birçoğumuz beş on katlı, kimi yirmi katlı apartmanlarda günümüzü gün ediyoruz.
Komşusunun dertleri ile dertlenen kaç kişi var, kaç kişi kaldı? Hasta komşunuza
bir tas sıcak çorba götürmek çok mu zor? Asansörlerde bile birbirinin yüzüne
bakmayan insanlar olduk neredeyse. Bir sabah günaydını ve hayırlı işleriniz
olsun temennisi, ne güzeldir oysa. Korkmayın bunun için para pul istemiyor
kimse. Apartman görevlisinin hatırını da mı sormuyorsunuz? Öyle ya eskiden
bodrum katlarda otururlardı bir adları da Kapıcı idi...
Belki insanlar tarafından kaydedilmiyor yaşadıklarınız ve yaptıklarınız.
Yaşadığımız hayat asla bir kamera şakası değil tabi ki. Her şey var içinde acı,
yoksulluk, kazanmak, kaybetmek, hastalık ölüm lakin insanlar kayıt etmese de
sağımızda ve solumuzda ki Allah'ın görevlendirdikleri melekler her şeyi en ince
ayrıntısına kadar yazıyor ve çiziyor merak etmeyin. Apartmanda oturduğunuz bir
komşunuza rahatsızlık verdiyseniz, yan gözle baktıysanız, dar durumunda yardım
etmediyseniz, fakiri gözetmediyseniz vatanınıza hainlik yaptıysanız. İnsan
yapısı kameralarda bazen hatalar olsa da Rabbimizin kameralarında en ufak bir
hata yok bunu iyi bellemeli insanoğlu. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...