Kuşkunun uçkurunu çekiyor parmaklarım, resimde hıçkırık
Güneş üşüyor ellerimde, ruhumda misket oynayan bir çocuk
Serçeler süt taşıyorlar yanık göğsüme, kalemimde arsız ayrılık
İçimde asılsız bir dava, yarınına inancını yitirdi artık insanlık

Kahramansız kentler gibiyiz, hayali kurgularla kelepçelendik
Hükümsüz acılar senaryosu dosyalarda, varoşları bile özledik
Asi bağımlılık oldu yaşamak, filtresiz mahzenlerde fişlendik
Kıyamet yazıtlarından sızıyor sancılar, meçhul saflara dizildik

Sansürsüz bir düşünüştü hayat, inancımız bizi ipten indirirdi
‘Kol kırılır, yen hep içinde kalırdı’, birimiz ölse, binimiz dirilirdi
Asırlık davamızdı insanca yaşamak, umut en asil geleceğimizdi
Aklımız karışık, dünümüz kayıp, yalanlar artık şahadetimizdir

Uyuduk, gafil avlandık, safa dizildik hicapla okyanus ötesinde
Sınırlarımızdan denizlere karıştı kan, suçüstüyüz kimsesizliğe
Söndü lambamızda ateş, alıştırılıyoruz yıllardır dirayetsizliğe
Yıkılmış kentler gibiyiz, ruhumuz fırtına öncesi sessizlikte

Mehmetlerin kurudu yerde kanı, gökyüzüm kızıla büründü
İpi kopmuş uçurtma oldu insanım, ah hep umutla sözlüydü
Bulutlar da terk ediyor göğümü, yağmur ölülerimizi götürdü
El kapıları oldu yurdum, hicret ateşi yüreğimizde köpürdü

Selahattin Yetgin

( Şahadetimiz Oldu Yalanlar başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 9.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.