Ceviz ağacının suçu neydi ki
Hoş bir sohbet başlamıştı oysa
Yaz yağmuru gelmeden önce
Ne konuşurlardı bilemedik ki
Önce rüzgâr sokuldu yanlarına
Görmezden geldiler
Kızıllığa çalan vişne ağacı
Onlara inat bir kediyi
Yapmıştı ya baş tacı
Ne çok gülüşmüştü serçeler
Öyle gürültü ettikleri mi var
Şen şakrak bir mecliste
Şimdi nerden çıktılar
Güneş tepelerinde
Ah bu yağmur ah o rüzgâr
Zorla mayısı delirtecekler
Gökyüzünün suçu neydi ki
Çoktandır o yıldızlar bir araya
Gelememişti bir türlü
Kayıp düşmeden uzaklarda
Dikilmek zordu hep ayaküstü
Bulutlar geldi önce
Bahar buluşması dediler
Oysa ne çok ölen vardı yeryüzünde
Çivisi çıkmıştı semanın
Terzi mi dikmemişti söküğü
Sırasıydı belki de ağlamanın
Bardak bardak döküldüğü
Huyu değildi hiç bu zamanların
Belki de unutulup gidecekler
Ah bu yağmur ah o rüzgâr
Zorla mayısı delirtecekler
Yaşlı amcanın suçu neydi ki
Günlerdir yeni toplanmıştı
Susmak bilmeyen küçükler
Park avuç iç kadar da olsa
Sallanmıştı işte özgürlükler
Gürültüye pabuç bırakmazdı ya
Kulağı da çok şeyi duymaz
Dizler dünden kopmuş
Bastondan yoldaş mı olmaz
Gökte bir gümbürtü olmuş
Yaz yağmuru gelivermişti işte
Nedense mevsim soyunmuş
Sonbahar faslına ,bu geçişte ne var
Rahmetli bir yudum suya nasipse
Konu komşusuyla memnun olacaklar
Ah bu yağmur ah o rüzgâr
Zorla mayısı delirtecekler
Dr.süreyya önder