Şimdi;

 Ey dost hayatı anlat bana.

Koy garson iki çay tahta masaya.

Gün yarası bak henüz karşı kıyılarda. 

Avuçlarında terleyen efkarı

İnce belinde bardağın ,

Sevdan gibi namusun gibi sakla.


Gözyaşında yıkanmış sesinle başla,

Gençlik heyecanı kaldı o  dik yamaçta

Acı bir  nağmeyi sürüklüyor dilin

Aldım demiri limandan başla yine

Seğahtan başla


Susuyorsun susu /yorsun

Çırpınıyor yüreğin çayın ince buharında

Bir lütuftu Haktan o kucak hatırlasana!

Tesellisiymiş dünyaya gelmenin

Hem,

Diz yarası en ağır yarasıymış hayatın

Anlasana


Dürülen zaman tekrar açılır mı?

Leylak, sümbül kokusu yine

Sokak sokak cadde cadde saçılır mı?

Hani o tatlı heyecan vardı ya hani!

Adı geçer geçmez  kalbinden

Yıllar sonra böyle insanın içini acıtır mı?


Kolay değil vefalı olmak bilirsin.

Ömrünü bir sevdanın etrafında canhıraş yitirirsin.

Can olmadan .canan olur mu söyle,!

Dönüp dolaştık bak yine aynı yerde

Saklandık aynı şiirin  farklı dizelerine.


Saçlarına tel tel düşüyor kızıl.

Yol almak gerek akşam yakındır.

Benden olsun hesap bu günlükte.

Zaten soğudu çayıda dostun,

Al garson al bardaklarıda

Masa boşalsın.




( Soğuk Çay başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 23.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.