İnce eleyip sık
dokumak büyük hata
Güller açtığında geç
olsa da vakit
Kıvrımlar çizer sancılı bir saatin akrebi
Dökülür kırık
kalplere bağlanmış etler
Ve pıhtılaşır dünler
Acının solgun
haritasında
Gecesizdir her ateş böceği
Karanlık daha bir
büyütür gözbebeklerini
Kaçmış bir ilmektir artık
yaşamak
Çoğaltır kumaşına uyumsuz yamaları
Ve başlar yalnızlığın saltanatı
Dağılırken pas tutmuş
bulutlar
Düşlerin gölgesi vurur yüzlere
Aklın çitlerini aşan
bir isyan başlar ardından
Yıldızsız gökyüzü
gibi yoksullaşır insan
Açılır küflü bir
kitabın ilk sayfası
Ve savrulur kavruk
kelimeler
Yaşamın dipnotudur
ölüm
Ki uzaklık hayata ölümlerin eklenmesidir
Sızladıkça renk
değiştirir mesafeler
Yayılır içlere
kaybolmuş bir çocuk korkusu
Ve yükselir
faniliğin dalga boyu . . .
.