“Sersem kargaların yüreğine
Beyaz armut tozu serpilmiş…”
İnan/ki!
Zalim bu devran
İç çekişlerden bu yana
Kaldırımlar ölüm kusar
Acılar savsaklı dillerde
Sözler siyahını bıraktığından
Gözler aşiyan torbalarda…
Bilinmez;
Sevgi çiçekleri hormonlu
Yüzleri asık saltanatlar kuruldu
Uyuşuk bir elin acizliği
Bana da diyor öteki/
Ötekileşmiş uçurumda
Ruhu talan aynalarda
El ele vermek vardı aslında
Sırtı sırta hemhâl olmak
Fısıltı yok!
Yağmurlar yüreksiz
Sözler kesildi uçurumlarda
İnat hükümlü arılar konuyor
Gökkuşağı boyalı sancılara
Balçığı fazla gelmiş güneşe
Suya hasret kuşlar gibi
Yüzlerini yiyen karanlık
Kadınlar şalvarlı
Çocuklar işçi
Simit satıyor
Biri/
Biri keder…
Uyuz bir kendilik var etrafta
Benden olanlar sağa
Senden olanlar sola
Hadi marş
Marş…
Kavaniçe yüklü kadınlar
Önlerinde bebeler
Üç olsun/
Beş olsun…
İstersen bir ağaca direk
Ya da soluk benizli yarınlar
Emsin kuru dudakları/
Ve…
Bir çınarın yüreğine
İki diş özgürlük tohumu
Düşsün ana dölütlerinden
Hürriyete…