.
Şevkine endam gül; kızardı yanak
Aslan kuzu olur hoş gülüşüne
Sal gamzelerini yığsın sağanak
Rahmet dîvân durur dökülüşüne
.
Gözün açsa ol yâr zül mü lâle mi
Kadehten boşalan bir şelâle mi
Kurban olsun sana; ne sülâle mi
Tutkunum şu cânın sökülüşüne
.
Unutmaya dalmış köşenin biri
Boşalmış duruyor şişenin kiri
Demme dokunurken, bir şenin lir’i
Kıskancım vav gibi bükülüşüne
.
Nefsim harcırahmış her gün pul saydım
Kulun kölen oldum, çıkar yol saydım
Güneştim ışığa kanat olsaydım
Bakar oldum ömrün dürülüşüne
.
Talebinmiş GÖNLÜM otur da konuş
Ledün rahmi Dünya, mecburi konuş 
Ölmemi bekliyor, yıllarca onuş
Bakmayasın öyle üzülüşüne
.
Dağ patlamış çökmüş lâv uçlarımda
Bedduamdır silme avuçlarımda
Gitmeye durdu namaz burçlarımda
Tükürmek mi gerek küçülüşüne
.
Git dönme diyorlar uyuyor musun
Serenat Yoksul’dan duyuyor musun
Biryerlerde GÖNLÜM büyüyor musun
Hayranım yeniden örülüşüne

( Serenat başlıklı yazı yoksul tarafından 8.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.