Öyle bir dünya ki,
Çözene  gündüz  çözemeyene  gece
Gölgelere dahi vurulmuş bir kelepçe
Ve  süslü  zindanlarda  kana bulanmış her hece
Derinlerde saklanan ise,
Büyük bilmece .
 

Ağırlaşırken geceler
Yeryüzünü gizli mezarlıklar sarmış
Avlulara  terk  edilirken pıhtılaşmış umutlar
Ölümden önceki son düzlükte bitmiş
Ne tuz kalmış  yaralara  , ne merhem  
Ağızlarda  tabutlanmış  sıra sıra cümleler
Ve acıların ıslak imzası gözlere atılmış .

 
İnfilak  çiçekleri  sarmışken  her yanı
Köpüğü alınmış çığlıklar yudumlanmış
Daha  dumanları tüterken duaların kesiklerinden
Oy çokluğu ile nice ölümler  buyur edilmiş 
Ve büyürken  doyumsuz  karanlıklar 
Yarınlara  siyah bir  duvak örtülü vermiş .


Etine dolgun  yalanların peşinde
Katledilmiş ağzı süt kokan düşler
Derin kahkahalar  serpilmiş  sicim  gibi yağan acılara
Renk değiştirirken kaçamak yeminler
Çürümeye durmuş avuç  avuç  gözyaşları .


Fecr  vakitlerinde yükselirken  
Cilalı ağlama duvarları
Yürünmeyen yolları örümcekler kaplamış
Ve salası verilmeden gömülmüş  yitik insanlık .
.

.

.

 

 

 

 

 

 

( Acının Meali başlıklı yazı AYDIN UZKAN tarafından 9/28/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.