Dilden dile
Anlatılır halen hikayesi
tahterevallinin…

Evet
Belki
Bende salındım tepesinde bir zaman
topraktan arşa
Saçlarıma dokunan ellerini Marduk’un
Hissedemedim fakat
Anlatılanın tersine o tahterevallide günahlanıyorken…

.
.
.

Kadim bir sekoyaya iğreti hikayeler
yontuyordum ki
Çekiştiriverdi ruhumu kör kurşunlar
İşte tüm yaşanacakların da buydu sanki startı;

…!

Samuray kılıcı gibi keskindi çünkü öpüşleri…

Ve
Hayli büyük bir çığlıktı attığım
Feci de kanıyordu üstelik başı bedenine büzüşmüş alt dudağım
Bir adım kala vücutlarımızın kenetlenmesine
Çarmıha gerildi ihtirasımız taklacı bir güvercinin kahpe kanatlarında

Ki
O sırada
Dörtnala uzaklaşıyorken eski İstanbul'
dan akşam vakti
Yeni doğan çığlığı gibi kaçınılmaz isyanlara gark oluverdi
Ürkek kalplerimiz!

Korkutulduk…
Bezdirildik…
Çaresizdik…

Kaçtıkça biz
Gözleri kızıl
Yeleleri katran
Berfin atlarla kovalandı ruhlarımız

Sıkıştırıldığımız her buzul koyakta
O kadar soğuktu ki yüzlerimize çarpılan nefeslerdeki *imansızlık
Dondu kanımız *tekbirlere giydirilmiş öfkeden
Dahi
Dondu
Bel çukurlarımıza gizlediğimiz tüm masum tebessümlerimiz

Nereye gizlensek bulunduk her seferinde mutlak…

İz sürücü bir meleğin g-özünden
acımasızca gammazlandık sonra cehenneme
Sürüngen ağızlı yollarda çatallaşınca da aklın birliği
Satıldık üç kuruşa
“Mutlak hakiminiz benim” diyen bir zebaniye…

(Yıldıray Kızıltan)


( Gammazdır Meleklerin G-özü… başlıklı yazı Y.KIZILTAN tarafından 3.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.