Pıhtı pıhtı akıyorum güne
bir mum gibi
gündüzün aydınlığını eritiyorum
sonsuz umutların edasındayım
yaşanmamışlıkların arka sokaklarından bakıyorum günün pişkin gülüşlerine


gün, en ağırından gavur ölüsü gibi 
saat, kimsesizliği gösteriyor
kıyamet kopuyor içimde,
bir velvele ki
kızıl çam ağaçları gibi uğulduyor
sızım taşıyor sığmıyor göğsüme 


üşüyorum
zemheriden yorgan örtmüşler üzerime 
fırtınalar alnımdan öpmüş
kendime dolanıp yaprak yaprak düşüyorum


Bir fasıl daha geçti içimde hüzünlü şarkılar
güftesiz besteler kırıldı notaların döl yatağında
Firdevs bahçemin gonca gülleri zünnâr bağlamış
yüreğim hüzün mırıldar



bir kör kurşunluk canım kaldı
bela oldum bu bilmem kaç pul değerinde ki dünyaya
böyle işte
kapımda nöbette kör karanlık
erişemiyorum ne güneşe ne aya



ey sevgili,
sabah yıldızım söndü
olur ya, kalkamazsam, uyanamazsam,
aralanmazsa bir daha gözlerimin kapısı 
hakir görmesin beni duvar dibindeki gölgeler
bir çift kumrunun hazin ezgileriyle
beni şafakların kuytusuna göm
sessizliği dinlemek istiyorum



Çiğdem Çimen

( Külçe Gibi Ağır Gün başlıklı yazı Çiğdem Çimen tarafından 7/31/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.