Oturmuşum bahçede koltuğumda
Oyun oymayan çocukları seyrediyorum
Masum gözlerindeki mutluluklarını
tada tada
Çıktı amcanın birisi hırsla koşa koşa
Dağıttı masum çocukların oyununu sırıta
sırıta
Bağırdım haykırırcasına bırakın
oynasın çocuklar
Çocukluğu yaşaya yaşaya umutla
Hayatları değişene kadar çocukça
Bir çocuğun ana vatanı oyunlardır
Çocukluğunu doya doya yaşamasıdır
Onların sevgisidir oyun
Çocuklar bana baktı hayretler içinde
Amca hala elindeki sopa ile çocukları
kovalıyordu
Kan ter içinde.
Haklıydı belki çocukluğunu yaşamamış, kaybetmişti
Çocukluğunu yitirmişti belki çocukluğunu
yaşarken, bilinmezdi
Ama bilinen yaşayamadıklarımıza izin
vermekti
Güneşin altında uyuyan çocukluğumuzun
uyanmasına izin vermekti
Pes etti az sonra
Çocukları çağırdım bahçeme
Onlar oynadı ben seyrettim
Çünkü bende çocukken çocukluk dilimi
kaybetmiştim
Yaşayamadım çocukluğumu, şimdi
onların dilinde
Yaşıyorum kaybettiğim çocukluk dilimi
Artık hatırlıyorum çocukluk dilini
Yitirmiş olduğum çocukluk günümü,
kendimi.